İstanbul
İstanbul
Sıladan ayırıp kalbine aldın, Efsunlu gizemin nedir İstanbul? Gurbetin yükünü bağrıma saldın, Hasretim burnumda tüter İstanbul Efkârlı yüreğim dağında esti, Köyümün bağları hicrana küstü, Bülbülüm ötmüyor, sesini kesti, Bağımda baykuşlar öter İstanbul Gün geldi okşadın garip başımı, Kâh verdin, kâh aldın sıcak aşımı, Hep cömert olmadın, sıktım dişimi, Kalbimin sitemi budur İstanbul Neşeyi hüzünsüz vermedin bana, Sevdayı ölümsüz görmedin bana, Aşkımı çalarken sormadın bana, Kaybolan umudum getir İstanbul Acıyla besleyip beni var ettin, Kokunla süsleyip sana yar ettin, Aklımı alarak gözüm kör ettin, Canıma dokunma, yeter İstanbul! Hoşoğlu’yum, yasım silmeyi bildim, Hüzünle yaşarken gülmeyi bildim, Ben aşkın uğruna ölmeyi bildim, Gün gelir ahlarım tutar İstanbul! Mustafa HOŞOĞLU |