Kapıdan Sızan ışık
Yorgunum, sessizliğe gömülüp
uyumak istiyorum. Odamın aralanmış kapısından sızan ışık, rahatsız ediyor gözlerimi. içine kıvrılmış olduğum yalnızlıktan kalkıp, kapatmak için güç bulamıyorum kendimde. Uykunun karşı konulmaz tadı, öylece çöküyor üzerime. Gözlerim ha kapandı, ha kapanacak. Derken bir ayak sesi duyuyorum. Başımı çevirip baktığımda, biraz çekingen, biraz utangaç en çok ta ürkek gözlerle, kapının aralığından bana bakıyorsun. &&&&& Ben de sana bakıyorum,ne uyku kalıyor ne de yorgunluğum. Öyle güzel bir bakış ki bu neden geldin sorularının, bir ehemmiyeti kalmıyor. Gülümsüyorum sana doğru, sende gülümsüyorsun. Gözlerindeki hüzün belirginleşip, gülüşünden dudaklarına kıvrılıyor. Kaşların, gözlerin, kirpiklerin yılların hıncını benden almak için, en güzel hallerine bürünmüşler ve sen gülüyorsun. Ben gülüşünde, başka alemlere seyre dalıyorum. Sen gülüyorsun. Sen gülüyorsun. &&&&& Şaşkınlığımın bitmesine izin vermeden, gelip oturuyorsun bir köşeye. Birbirimizi ilk gördüğümüz andan başlıyorsun. İçindeki kırgınlıkları, bir bir döküyorsun dilinden. Ben soluksuz dinliyorum. Yaralarının her biri yeniden, tek tek kanıyor gözlerimin önünde. "seni çocukken tanıyıp, beraber büyümek isterdim, o zaman da beni görmez miydin" diyorsun. Benim çoktan unuttuğum anılarımı, hallerimi anlatıyorsun. Ben başkalarında iken hissettiklerini, seni yok saydığımda, kendi hayatını kurmaya çalıstığını, yerime başkalarını koyup, olduramadıklarını vuruyorsun yüzüme. Sen anlatıyorsun, ben utangaç pişmanlıklar yaşıyorum. Anlattıkların bittiğinde, kalkıp kapıya yürüyorsun. Tutuyorum bileklerinden, bırakma beni diyorum. Beni karanlığımda bırakma. Yüzünden boşa geçen yılların eyvahı ve kızgıngınlığı ile: "Bunları gelmek için değil, gitmek için anlattım" diyorsun. Ben senin kadar güçlü değilim gönlümü yaralı bırakma diyorum. Beni sana yaralı bırakma. &&&&& Gelsemde gideceksin diyerek, yeniden gitmeye yürüyorsun. Tam kapıdan çikacakken kapıdan geri dönüyorsun ve bize en güzel günlerimizi yaşatmaya başlıyorsun. Her güne seninle olmanın mutluluğu ile uyanıyorum. sonra derin bir karanlık kaplıyor her yeri. Tüm evren kıskanırcasına, olmazlıklar çıkarıyor karşımıza. Kendi sesimin, canımı acıttığını hissediyorum. "Gidiyorum" diyorum, "Ben gidiyorum". Gözlerimi açıyorum, aynı yorgunluk üzerimde. kapıya bakıyorum, çoktan kapanmış. işte o zaman anlıyorum, her şeyin bir rüya olduğunu. Sol yanımdaki duvarın kuytusuna daha da çok sığınıyorum. Allahım diyorum ne güzel rüyaydı, şükürler olsun. Allahım diyorum ne güzel rüyaydı, şükürler olsun. __Kaos 27.04.2024 |