Hiçİnsanın yanıldığını anlaması ne kadar sürer? kaç sene, kaç mevsim, kaç ayrılık, kaç insan. Dönüp baktığında ardına, Ömrünün koca bir hiçlik zindanında geçtiğini anlarsın. Aç kapılarını,içimdeki zindana gardiyan olmuş nefsim. Sakladığım dermansızlıklarım kadar büyük. Bıraktığım yerleri unuttuğum, sevinçlerim kadar eski. Rengarenk hayellerimi, üstünde tutamayan siyah kapılarımı. Kalbi yalanlarla dolu olanlarla el açıyorum. Her seferinde başka bir avuç ekleniyor günaha. Her seferinde, aynı yerimden kanıyorum. Kalabalığın içindeki yalnız ülkemde, çok fazla zalim yürek var. ortasından kırılmış umutlarımı, katık ediyorlar ekmeklerine. &&&&& Yüreğimin göğsü yırtan feryadına çare bulamıyorum. Kömürleşmiş kalplere, dildar oluşunun çığlığı dinmiyor. Tanıklığa mahkum edilen papatyalarımın kaderi, dikildiği yalan ellerde başlıyor. Işığı eksik suskunluklara sahip olan sevdam, onu yüzsüzlük olarak görenlerin karşısında, aciz kalıyor. Demiştim ya; yanıldığını ne zaman anlıyor insan? O’nun gözlerinin, bakışlarının, kokusunun, en çok ta gülüşlerinin; batılın perdesinde, sana bu denli güzel göründüğünü anladığında fark ediyorsun; koca bir yalanın peşinden gittiğini. Ne çok ahım var benim, ne çok akları kara edişim. Ne çok kalpte kırıklığım. &&&&& Ayaklarımın üzerine yükseldiğinde, ömrümün kalanını görebiliyorum artık. Son ümidimi bıraktığım, yanlış ellere emanet ettim üzgünlüklerimi. Aç kapılarını, içimdeki zindana gardiyan olmuş nefsim. Bahçeni göster bana. vücudumu kaldırmıyor ayaklarım. Bir hiç çekip O’na kavuşayım. Bir hiç çekip O’na kavuşayım. __Kaos 25.03.2024 |
Şiirinizi beğenerek okudum tebrik ederim.