Belki bir gün ( düş yangınları )
bir gün
yine karşılaşırsak seninle hani, hani o ilk karşılaştığımız yerde az biraz hüzünlü bakmalı yine gözlerin öylece derin varsın, dökülmesin omuzlarına saçların gece kapatmasın beyazlarını teselligâh’ım olur alnındaki çizgiler sen, sakın üzülme emi hani, o ilk buluştuğumuz yeri Erguvanlarla donatılmış huzur parkını hatırladın değil mi? bana bakan gözlerin, derin mi derin saçların dalga, dalga titriyordu ellerin bulutlar çoktan rengini kaybetmiş bize bakarken, sevinçten ağlıyordu elimde bir şemsiye, hemen omuz başında o an tekrar olmalı ve atarken bizi, buz yangınlarının saçaklarına duygular nokta, nokta gerekirse ölmeli Eyvah ki eyvahhh, yazık kayıp zamana tekrar kenetlenirse ellerimiz bulutlar diz vurup çökmeli yere ve yalnız isminle akmalı gönül adlı o dere diliyor musun? hani o gün,bir Eylül ikindisi hava biraz serindi, ellerinde ümidin, gök, yakutlar gibiydi bakıyorken gözlerin dalga, dalgaydı, omuzlarını sımsıkı saran saçın iki yaralı gölge, içimdeki sen, içindeki benn aahh sennn tesellisinde anın sıcaklığında duanın sabır taşında zamanın bir sevda doğuyordu yürüyorduk, el ele bile tutuşamadan yerlerde su birikintileri, sekerek geçerken kaldırımları tıpkı bir çocuk gibi “ne çıkar ki “diyordum;” yansa yıkılsa Cihan çökse de yerin dibi” nabız atışlarım yorgun mu yorgun kalbim duracak gibiydi biliyor musun? iki çaresiz âşık el ve ayak dolaşık konuşmadan konuşan suskunluğun diliydik belki birazda uçuk, belki biraz deliydik yağmur dinene kadar, neler neler kurmuştuk bir çay bahçesinde durmuş o parkta oturmuştuk salkım saçak dua’mız ve sızlayan bir yaramız, yanımız vardı Dünya nasılda küçük renkler nasıl güzeldi ya şimdi kara gözlüm, düşerken gözlerinden, resimler parça parça ve sıyrılırken gece ümit sabahlarına o eski günlere, dalıyor musun? - buğusunda zamanın, sancılarında anın Tespih taşları kırılıyor Eyvah ki eyvahhh nasılda geçmiş zaman saç tellerim yanıyor bak; bak işte burası, işte burası kanıyor söz de dinlemiyor öyle bir yara ki havası sen, güneşi, sen suyu sen ahh bilebilsen rüyada olsa bile bir gelebilsen biz iki dağ kırlangıcıydık İki yaralı kuş iki gözde can vuslata kanat vuran esaretinde günün meçhullerinde yönün saplanmışken göz bebeklerimiz şiir yazardı ruhumuz, ümitler öbek öbek Kaf dağına uçardı biliyor musun ? Eyvah ki eyvah üç adım ötesi karanlık beş adım ötesi zifir perde çekiyor hasret, sızlayan gözlerime yoksun kör kuyuda gibiyim ne elini uzatan, ne bir damla aşım var sensiz beyazlar düştü şakaklarıma öyle yalnızım öyle çaresiz ben sensiz, sen bensiz yoksun yine yoksun ay cannn kan kızılı çöküyor şafaklarıma sensiz ve yalnız geliyor musun? kim bilir belki bir gün yine o parkta, aynı bankta göreceksin beni başım öne eğilmiş , gövdem yana yıkılmış bir ses çınlamalı kulaklarında “ bit pazarında rüya, bit pazarında rüya” uzanır mı ellerin bakışlarıma yoksa; yoksa yasaklı mı bize vuslat sabahı offff ki off ne bu gözlerimdeki kan içimdeki bu sızı, ağlatırken günahı sükutu vuruyorum ve ahı, sabahı söylesene Yorgun mu hatıraların üşüdü mü nefesin? nerdesin, nerdesin? niye bu içimdeki vesvese korkularım sıralanıyor yoksun kulaklarımı kapatıyorum ölümüne o sese ben sensiz ve sen bensiz ve aynı benim gibi yoksa, yoksa ölüyor musun? Makberî – Ahmet Akkoyun………………….30/09/2008………………………..00:02………….ist ................................................................................................................. Belki bir gün şiirini seslendiren değerli gönül dostum Niyazi Tuncer’e (Kurtbey DEMİRBÜKE) teşekkürlerimle Mubarek Ramazan Bayramınızı en kalb-i dı-uygularla tebrik ediyorum gönülleriniz şen haneleriniz Gülşen olsun Saygı ve selamlarımla Makberî |
tekrar kenetlenirse ellerimiz
bulutlar diz vurup çökmeli yere
ve yalnız isminle akmalı
gönül adlı o dere
diliyor musun?
ben bu kadar bir *anlatimdan' sonra hic bisey demiyorum siirinize..
oturdu gønul tahtima aldim sectiklerime..
hurmetler size.
orak midir ki bu dizeler? bicti gecti icimde sararan basaklari..
Eyvah ki eyvahhh
nasılda geçmiş zaman
saç tellerim yanıyor
bak; bak işte burası, işte burası kanıyor
söz de dinlemiyor
öyle bir yara ki
havası sen, güneşi, sen suyu sen
ahh bilebilsen
rüyada olsa bile bir gelebilsen..
YÜREKTEN.. tarafından 10/3/2008 10:05:09 PM zamanında düzenlenmiştir.