Tarihini Bilmelisin
TARİHİNİ BİLMELİSİN (Açıklamalı)
Biz ki gecelerin seyrini tutarız Gönül havzasına tohumu katarız Hain pençesine kancayı atarız Mihrap’ı sivriltip, zulme ok oluruz Destansı tarihin bilgisinde büyü Ateşi elinle tut korkma celattan Şan dolu tarihin sarkma elmastan Zebun gibi hakkı bilip ol eşraftan Namerd hançer olsa ayrılma esastan Destansı tarihin ilgisinde büyü Biz ki kalbimizde Pir Sultan Abdal’ız Sevdayla yıkanmış, beyt-ül ahval’ız Gam yükü taşımış birer sandal’ız Hoşgörü ehlinde mazhar-ı emsal’ız Destansı tarihin özgesinde büyü Biz ki Nesimiyiz derimiz yüzülür Kanımız aksada hak ile süzülür Şah-ı hükümdarı korkuyla büzülür Cesur bir ahlâkın makamı dizilir Destansı tarihin gölgesinde büyü Biz ki levh-i lisan da Yunus Emre’yiz Diyarı hasrette birer Cemreyiz Şiirlerde hece gazelde imgeyiz Ikrar’ı lugatın kavlinde simgeyiz Destansı Tarihin bölgesinde büyü Biz ki özümüzde Bektaş-i Veliyiz Horasan’da esen bilgenin yeliyiz Anadolu’da tüten hakkın eliyiz Hak olan her ırka hoşgörü ehliyiz Destansı Tarihin sevgisinde büyü Biz ki nehirler’i yatak bellemişiz Yıldızları bir bir yorgan eylemişiz Yeri, göğü, yeddi arşı gözlemişiz Gavuru vatandan hepten elemişiz Destansı Tarihin meclisinde büyü Elbet ses olacak hiccet-i fermanın Umudu körükle cesurdur harmanın Turgay’ı çağlatır, yürekse dermanın Yezid soysuzuna ok vursun imanın Destansı Tarihin yetkisinde büyü Önemli Açıklama: Mihrap, yardım istenilen oyuk, girintili yer. Beyt-ül ahval, "tasavvufta" hakikatın tescil edildiği kalplerin birleşen halidir. Sözlükte "beyt" evdir, "ahval, haller durumlar. "Levh-i lisan" yazı yazmaya uygun yassı ve düzgün yüzey” anlamındaki levh ile “silinmekten korunmuş" düzgün satıh, lisan Dil Bir nevi düzgün dil. ’’Zebun’’ güçsüz zayıf ve aciz bir kimse, olmasına rağmen zalimlerin oyununu bozan bir kimsedir. Pir Sultan Abdal: Kanunî Sultan Süleyman ile.. İran Şahı I. Tâhmasb zamanında yaşadı. Dönemin rejimine ve haksızlığına baş kaldırmakla beraber Hızır Paşa tarafından Sivas’ta asıldı. Pir Sultan Abdal, şiirlerinde Allah, İslam Peygamberi Muhammed, Ali, On İki İmam ve Ehl-i Beyt sevgisini sıkça işlemiştir. Seyyid Nesimi; Mısır Çerkez kölemenleri hükûmdarı El-Müeyyed Şeyh’in emriyle Şam’da derisi yüzülerek öldürülmüştür. Cesedinin bir hafta halka gösterildiği, ayrıca öldürüldükten sonra derisini, omzuna alıp 7 kapıdan aynı anda çıktığı rivayet edilir Seyyid Nesimi; 1369-1370 yılları arasında olduğu Azerbeycanın Şamahı Şehrinde doğmuştur. İdamının da 1418 veya 1419 yılında olduğu tahmin edilmektedir. Türkçe ve Farsça divanları yazmıştır. Yunus Emre; Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf. 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış, Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü sayılır. Hacı Bektaş-ı (1281-1338) Osmanlı Ordusunda yeniçeriler Bektaşîlik kurallarına göre yetiştirilirdi. Bu nedenle Yeniçerilere tarihte, Hacı Bektâş-ı Velî çocukları da denirdi. Ocağın banisi.. Hacı Bektâş-ı Velî olarak kabul edilirdi. Seferlere giderken yanlarında daimâ Bektaşî dede ve babaları eşlik ederlerdi. Bugün Balkanların her köşesine Bektaşîliği yeniçeriler taşımıştır. Ayrıca osmanlı’nın kuruluşu’na en büyük katkıyı sağlayan Aeliveler’dir. En büyük zülmü’de, Yavuz Sultan Selim tarafında görmüş ve katledilmişlerdir. Yezid ve soysuzları... Muaviye’nin ölümünden sonra tahta geçen oğlu Yezid, biat almak için insanları zorlamaya başlamıştır. Durumu öğrenen Hz. Hüseyin buna şiddetle karşı çıkmış, önce Mekke’ye giderek yapılması gerekenlerle ilgili olarak güvendiği insanların fikrini almıştır. Bu arada vaktiyle babasının hilafet merkezi olan Kufe’den kendisini hilafete geçmek üzere Kufe’ye davet eden ısrarlı mektuplar almıştır. Bunun üzerine yerinde incelemeler yapmak üzere amcasının oğlu Müslim’i Kufe’ye göndermiştir. Onun olumlu raporları çerçevesinde hazırlıklara giren Hz. Hüseyin aile efradı ve yakınlarından oluşan küçük bir askeri birlikle yola çıkmıştır. Kufe’de Hz. Hüseyin lehine gelişen olaylardan haberdar olan Yezid harekete geçerek valiyi görevden alıp yerine problemi çözmesi emriyle İbn Ziyad’ı görevlendirmiştir. Duruma el koyan yeni vali önce halkı tehdit edip korkutmuş, ardından Müslim’i yakalatıp öldürtmüştür. Hz. Hüseyin bu olumsuz gelişmelerden yolda iken haberdar olmuş, Hz. Hüseyin’in yolda olduğunu öğrenen İbn Ziyad, başka bir görev için hazırlanmış Ömer b. Sa’d komutasındaki askeri birliği Hz. Hüseyin’in üzerine göndermiştir. Önce su yolları kapatılan ve teslime zorlanan Hz. Hüseyin ve küçük birliği ardından 10 Muharrem yani 10 (ekim) 681 yılında acımasız bir saldırı ile devre dışı bırakılmıştır. Kahramanca savaşan Hz. Hüseyin’in mübarek başı gövdesinden ayrılmış, ayrıca 70 dolayındaki yakını da hunharca şehit edilmiştir. Not geçmişini bilmeyenler geleceğe ışık tutamazlar! Turgay PARLAKYILDIZ |