CENNET
Pat diye çıkıp karşına dönerken köşeyi.
Yüzüne gölgesi düşerken günün. Anadolu gibi bir yanım kurak, ötede çukurovanın yeşili. Türkü çığaran gençlerin neşesi. Bardak bardak içer gibi Ceyhanı, Fıratı, Arası Kıvrım kıvrım yüzünde Kızılırmak Nasır tutan eller, toprak kokusu Karda ellerini oğuşturan çocuklar. Bir umut gözleri ufukta. Hayallerine bakar Doktor, savcı mühendis ... Gözlerde inanç, içimizde heves. Zifiri karanlıkta parlayan bir çift göz.. Güneş tutulmuş sanki. Dağların ardında bir alaca kızıllık Rüzgarda nem, toprakta koku Yutkundu.. boğazına dizilmişti sözcükler. Ben, şey! Titredi teni. Kızardı yüzü.. Eğildi başı suçlu çocuk Kafeste kaçan kuştu yüreğim. Son tura kalmış gibi nefes nefese Bir yanda sonbahardaki yaprak Bir yanda kar yağmış saçlarına. Kahverengi gözler, ya o obruklar yanaklar. Hep dalıp kalmak istediğim. Yıllar sonra en baştaki gibi yüreğim. Belli ki bıkmıştı sessizlikten. Kanadı çırptı maviliklere. Ve vuslat Seninle sensizlikte. Huzurla kapandı gözler Verilip son nefes Yüreğimde sancı, yüzümde tebessüm Cennete girmiş gibi |
Sevenin cenneti sevgilinin dudaklarından açılır. Aşk, sevgi ve dostluk cennetin anahtarıdır.