MARİFET
Seni tarif etmek marifet ister,
Dudağın goncalı güle benziyor.. Bir eşin var ise bana da göster Bilmedim, ne yanın ele benziyor? Cennetten şarkılar getirir sesin, Duyanlar; "sihir mi," "büyü mü" desin, Bülbül hasedinden ölecek kesin, Sözlerin bir başka dile benziyor.. O hançer edalı, uzun sırmalar Ela gözlerini nasıl sarmalar? Başından aşağı düşen dalgalar Suları aşk kokan sele benziyor.. Erguvan çiçeği dudaklarından Bir buse kondur, ey kaşları keman! Sımsıcak nefesin değdiği zaman, Deli gönül yanıp küle benziyor.. İlteriş’im bana hal çare öner, Kim bilir? Bu ateş ne zaman söner? Viranem seninle ireme döner, Sen yokken bağ bahçe çöle benziyor... İlteriş YILMAZ 4 Ekim 2022 Bursa |
Ela gözlerini nasıl sarmalar? "
Marifetine hayran bırakıyorsun, genç şair bizi. Tebrikler... Bu; duyguda ağdalı, fakat söylemde yalın ifadeleri ustaca buldum. Şiirde usta değilim, Edebiyatçı hiç değilim. Kimya öğretmeniyim. Şiiri de severim. Ama "Zifiri karanlıkta gelse, şiirin hası; ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım" bu asta ile aynı kanaatteyim. Karakoç'u, Karacoğlan'ı hece hece okudum çünkü.
Şiirin çok ustaca olmuş. Bu yüzden, dikkatinden kaçmış olabileceğini düşündüğüm küçük bir dokunuş öneriyorum. Şiirin tamamında; ayak, uyak ve ölçü ustaca oturmuş olduğu için; "Bir buse kondur, ey kaşları keman!" şu satır dikkatimi çekti. Şiirin tamamında 6+5 hece ölçüsü ustaca oturmuş. Burada ise 5+6 olmuş. Cümlenin başına (örnek: "gel" gibi) bir hece ekleyip, "ey" çıkarılabilir. Ya da eser senin, takdir senindir. Bu şekilde de şiir zaten harika. Her şiirde de böyle bir heceye takılan biri değilim. Bunu haddi aşmak sayarım. Ama böyle çok düzgün bir şiirde, dikkatimi çekti. Defalarca tebrik ediyorum.