Yağsız-Tuzsuz- Yemek
Anlat diyor.
Neyi anlatayım, ha neyi anlatayım? Şu güzelim bahar havasında Güneşin pırıl pırıl etrafı aydınlatışında Gecenin ta kapkara karanlığında yaşadığımı mı? Bahar güneşinin sıcaklığının ısıtışı olsa da Kara kışın ortasında yaşarmışçasına Yaşadığımı mı? Yoksa, Cebinde parası olmayan, Cebinde parası olmadığı için Üç beş bira alıp güre iskeleye, kordona, Sahile üç beş bira içmek için deniz kenarına Gidemeyişimi mi? Anlat diyor bana... Akşamları duvarla paylaştığım, Kurmak istesem de parasızlıktan kuramadığım Hayallerimi? Yaşamak isteyip de yaşayamadığım emekli günlerimi mi? Anlat diyor bana... Kimilerinin uyumak için uyku ilacı aldığı gibi, Yerine, Benim de uykuluk iki duble rakı atamadığımı, İki kadeh parlatamadığımı mı? Anlatayım. Diyeceksin şimdi illa içmek şart mı? Öğrencilik yıllarını, askerlikten, gençliğinden Anlat diyeceksin. İyi ya işte! Deniz, kum, güneş, çakıl taşları gökyüzü olmadan, Üç beş şişe bira içmeden, iki duble rakı atmadan, İki kadeh rakının belini kırmadan anlatılmıyor. İki lafın üç beş kelimenin beli kırılmıyor. Anlatsan da bir kulaktan giriyor öbür kulaktan çıkıyor. Anlaşılmıyor. Zaten bir anlamı da olmuyor. Aynı yemeğin yağı, soğanı, tuzu gibi, Üç beş şişe bira içmeden, iki duble atmadan, İki kadeh rakının belini kırmadan Anlatmanın bir anlamı da olmuyor. Aynı, Yağsız soğansız tuzsuz yemek. ----------------------------sevgilerimle... -------(pitik)... |