HİCABŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Uhud savaşında Peygamber efendimiz (S.a.v) birkaç kâfire bedduâ etmişti. “Vahşî’ye niçin lânet etmiyorsun?” dediklerinde, buyurdu ki:
- Miracda, Hamza ile Vahşî’yi kolkola, birlikte cennete girerlerken görmüştüm! Öyle mahcûbum ki ey yâr! Yaklaşamam yanına, Sen affeylesende beni, ben affedemiyorum... Seni görmeden aldığım, her nefes ziyan bana, Gönlümü sana bıraktım, koyup gidemiyorum... Suçum ağır gökkubbeden, vicdanım ezilmekte, Her zerreme zehir gibi, bir acı süzülmekte, Gözlerin görmesin diye, varlığım büzülmekte, Ufalıyor, ufalıyor, lâkin yitemiyorum... Bir ok almış, ellerimle göğsüme saplamışım, Devası yok, etrafına nedâmet kaplamışım, Âşk’ın ile hasretini, sabırla toplamışım; Bu acılar sürüsünü gayrı güdemiyorum... Diken oldum gözüne de, düştüm gülün yâdına; Muhatab oldum, "gözüme görünme hitâbına" Bir tesellisi bulunmaz, peçe yok hicâbıma, Tövbe etsemde geçmişe, nikâb örtemiyorum... Ben, güle kara sevdalı, zavallı bir bülbülüm, Gönlünü incitmiş olmak, kendi özüme zûlüm... Ey Sevgili! Hasretinden daha evlâdır ölüm, Senden uzak yaşamaya devâm edemiyorum... _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Gönül dedi;"Vahşinin mahcûbiyetini yaz" Na’mahreme göz süzen bizlere ne demeli. Âmel defterimizde siyaha yenik beyaz, Ortalıklarda gezen, bozlara ne demeli... Sünneti yaşamıyor, farzı edâ etmiyor, Aman, bana ne! Deyip, Hak davası gütmüyor, Yüreğinde yükselen dumanı farketmiyor, Diriye mezar kazan yozlara ne demeli... Kibirdir insanlığı arştan, arza düşüren, Şeytana yoldaş olur, benliğini şişiren, Aklını yolda koyup, doğru yolu şaşıran; Engin denizde yüzen kazlara ne demeli... Nuriye Akyol 5/5/2023 Görsel alıntıdır. |
Günümün şiirdir.