Aklımın zincirleri
Aklımın zincirleri
Aklımın üstünü başını yırttım karanlıkta karanlık gölgeler bana gülerken aydınlık içimden dışıma yıldız yıldız döküldü yüzüm ay’landı ortalık güneşlendi ucube sandığım bedenimin dışında bir ben beni karşıladı Yemyeşil otların arasında geçerken etraf çiçeklenmiş tarlalar boylamış başağı dallardan sarkmış çiçekler meyveye gebe gökte güvercin sürüsü takla şovunda kelebekler dansta börtü böcek şarkıda insanlar benim tanıdığım insanlar değil ya benden önce yaşamışlar ya ben sonrası bir zaman Başka bir dünya varmış meğer aklımın içinde aklımın dışı beni akıl bağlarıyla sıkı sıkıya bağlamış diz çökmüşüm cüzamlılar diyarında senelerce ben tanrıyı ararken beni taş kalplerine taptırmışlar bulutlar yasımı ateşleyip şimşeklerle yollamış bana ağlayan göğün göz yaşından akmış sular bana bunca sevgi yaratandan yağarken yer yüzüne Kavimler kılanlar isimsiz gelip geçenler krallar firavunlar şahlar şahbazlar derebeyleri çizmeli kamçılı köy ağaları kravatlı şehir beyleri ellemden küllemden Ademden beri sürüklenen şaklatmış kamçıyı sallamış şaplağı vermiş gözdağı kör kuyuda körebe oynamışım körlerle körü körüne aklım akıllarının dışında çıktığından beri özgürüm Ekmeği bir doyumluktan suyu bir içimlikten urbayı bir giyimlikten başka bir şey istemedim Coşkûnî |
Tebriklerimle