SENSİZLİĞİN ERTESİNDE
Bir gece yarısıydı
Ayaz kesmişti ortalığı Bir ben vardım gece karanlığında Sokaklarda dolaşan Hava soğuktu,üşüyordum uzattığımda elimi tutucak bir el Üşüdüğümde saracak bir beden yoktu beni Ne gidecek bir evim ne yatacak bir yerim vardı Bir elimde sigaram Diğer elimde biramla birlikte Birkaç sokak dolaştıktan sonra Oturdum köşedeki bir banka Başımı eğdim önüme Gömüldüm sessizliğe Ve başladım seni düşünmeye Aslında hiç çıkmamıstın aklımdan Gittiğin gün Serin bir kasım akşamıydı Gelemezdim yanına Elim kolum bağlıydı Elveda derken telefonda Sesin ağlamaklı gibiydi İşte o an benim için Zindandaki mahkum misali Karanlık bir kuyunun dibiydi Artık yoksun diye Kara bulutlar geziyor üzeimde Yediğimi içtiğimi bilmiyorum Ruh gibiyim,yaşıyor muyum Onu bile anlayamıyorum Ben böyle kahrolmuşken senin yokluğunda Neredesin sen,nerelere gittin Bu ayrılık farz mı sanıyorsun sana Harbiden dediğin gibi Aldatmış olsaydım seni Ayrılık bu kadar koymaz, Bu kadar üzmezdi beni Suçluyum diye... Bir şekilde teselli eder, Kandırırdım kendimi. Şimdi sensizliğin ertesinde Ağrılar girerken yüreğime Oturduğum bu köşede Son bir azimle Kaldırdım kafamı yukarı Baktım gökyüzüne Açtım Allaha ellerimi Ve başladım yalvarmaya Ya seni versin bana, Ya yaşatmasın beni daha fazla Koysun kara toprağına |
Şimdi sensizliğin ertesinde
Ağrılar girerken yüreğime
Oturduğum bu köşede
Son bir azimle
Kaldırdım kafamı yukarı
Baktım gökyüzüne
Açtım Allaha ellerimi
Ve başladım yalvarmaya
Ya seni versin bana,
Ya yaşatmasın beni daha fazla
Koysun kara toprağına
Herşeye rağmen yaşamak ve zaman