HAYAL VE İSTANBUL
Bir mevsim yitiği yağmur
Akıyor gülhane önünden düşlerime. Yosunlanıyor hüzün Bir ada vapuru sessizliği içinde İçimde son bahar Bir eminönü telaşında Geride kalmalarım Önüme dökülüyor Renkleriyle şehir Bir yanı karıncalı yaşamasının Bir yanı tembel mavi... Aaman kimse bilmesin Sana söylüyorum taş duvar Ne bayrampaşa ne metris Bana dört yan,dört duvar. Düşlemesi çalınmış şehrimin Ellerinden kalemleri alınmış Duvarlar arkasına iltica etmiş Anlamı silinmiş kelimelerimin Arka sokakları ot bağlamış Örümcek ağları kaplamış her yanını Ojeleri dökülmüş dertli kadın eli Gibi dertli şehrim... Sarıyer kenarında Kulağımda ıslığı gecenin Elimde eski bir avuntu Efkarım delik deşik Sahil boyu... Sonra birden ağlamaklı moda Sonra birden boşalacak yağmur Bulutlar üzerinden bir düş Göğsümde alışagelmişliklerim İstanbul ben gibi Zengin,fakir Kötü ve iyi Ve gece düşer ellerimden Ve alabildiğine sonrasızdır deniz Nefesimde Istanbullu bir türkü "Amanda aman Varamaz elim kırlarına, Sende mi gittin deniz." Geçiyor rüzgar emirgan üzerinden Tozlu bir hayal ile iniyor varoşlara Sevmenin sert ve keskin yüzü Kesiyor arabesk ağlarını yavaşça İstanbulun hüzün denizlerinden... Ahmet YILMAZ |
Sonra birden boşalacak yağmur
Bulutlar üzerinden bir düş
Göğsümde alışagelmişliklerim
İstanbul ben gibi
Zengin,fakir
Kötü ve iyi
beğenemek ötesi oldu
bu şiirin
bende...