cennete mektupŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu gün on dört şubat ya hani
yaşamak imtihansa acıysa insana en büyük değeri katan haydi, git gidebilirsen bazen bir sözcük bir cümle bir renk seçersiniz bir şiirden dökülür kirpiklerinizden yıllarca biriktirdikleriniz kendiniz değilsinizdir artık içinizin titrekliği gözlerinizden okunur gökyüzünüzü süsler bulutlara yazılan bir isim aynı kapıya çıkar gördüğünüz rüyalarla kurduğunuz hayaller şahit olmuşsunuzdur ömrüm dediğinizin meleklerle yoldaşlığına azaptır kuşların sesi dahi en sevdiğiniz çiçeklerin kokusu yanı başınızda anı sandığı bir çift koyukahve gözün huzurudur aradığınız tanıdık değildir sokak lambaları rüzgarı yalancı yağmuru yabancı izbe bir şehirde hiçbir iz bırakmadan nihayete ermiştir dudağınızda ki gülücük izleri tükenmiştir sevgi takatiniz içinden geçersiniz bir şarkının yarına dair gri olsa da renginiz en çok istediğinizdir dünden kalan ışıltıların hep var olması duvarlarınız hüzün siyahı yüreğinizde tortusu kalmış bir aşk terk etmek istersiniz ömür denen şehri ama kıyamazsınız geride bıraktıklarınıza geriye dönersiniz yarıladığınız akasyalı yolu uyarsınız içinizden geçen şarkıya bir kez daha ertelersiniz gitmelerinizi velhasıl tüketirsiniz bütün bahaneleri gönül saksınızda yeni acılar filizlendirip vazgeçersiniz gitmelerden ve oturup cennete bir mektup yazarsınız tıpkı benim gibi |
Seni döktüm kirpiklerimden
İsmi bu olbilir
Şarkı da harika uymuş esere
Günaydın