Ses 1:
Denizde bir sandal inip çıkıyor dalgalar arasında
Devletler doğuyor, kıvrandıran sancılarla
Kavgalar büyüyor, coğrafyalar büyüyor ve kitleler büyüyor

Ses 2:
Denizde bir sandal, dalgalarla mücadele içinde,
Her dalga, bir devlet gibi, doğar ve çırpınır,
Kavgalar, coğrafyalar büyürken, insanlar sorgular, sorgulanır.

Ses 1:
Çok şeyler değişir ama hangisi gelişir bilinir mi?
Gerçeği arayan insanın fırtınası diner mi?
Bir suda iki kez yıkanılabilir mi!

Ses 2:
Değişen dünyada, hangi yol gelişime götürür?
Gerçeği arayanlar, fırtınalarda yolunu bulur mu?
Her deneyim, aynı su damlasına dokunur mu?

Ses 1:
Döngüler, bazen tsunami gibi yıkıyor, bazen huzur veriyor çarşaf gibi mavilerde
Geçmişe döner yüzün, aradığın izin kaynağı şimdi’lerde
Kitleler oluşur ve çözülür; tarihin yaprakları ibret verir
Bu döngüde fark nedir, sonsuz mudur, sıfır mı?

Ses 2:
Döngülerin ortasında, bazen yıkılarak, bazen huzur duyarak,
Geçmişte kaybolurken, şimdi’de iz arar insan;
Tarih yapraklarında çözülen sırlar,
Bu döngünün farkı nedir, sonsuzluk mu, yokluk mu?

Ses 1:
Gurbete göçmenin dönüşü güzel, yurt bildiklerine
Vatan sensen, gittiğin her yer sıla!

Ses 2:
Gurbetten dönen, yurdunu daha derinden anlar,
Vatan kişinin içindeyse, her yerden sılaya yol var.

Ses 1:
Ya bir kayanın üstünde tek başına güç gösterisi,
Veya alkışlar arasında varlık; yokluksa acının sesi
Neyi seçtin, bu hangi düzenin emaresi?

Ses 2:
Kayanın üstünde yapayalnız bir güç gösterisi
Alkışlar arasında varlık, yokluksa sessizliğin sesi.
Seçimler, hangi düzenin işareti?

Ses 1:
Denizde bir sandal inip çıkıyor dalgalar arasında
Devletler doğuyor, kıvrandıran sancılarla
Sen toplum değilsin, toplum da sen değil!
Hangi kavga büyütecek seni şimdi, kim bilir...

Ses 2:
Denizdeki sandal dalga dalga süzülürken,
Devletler sancı çeker, insanlar bir rol seçer;
Toplumun parçasısın, toplum ise senin yankın,
Hangi mücadele büyütür seni, hangi sesin kaynağısın, kim bilir...