HıçkırıklarımToroslardan geçerken Yahut Kaçkar Dağlarında kır çiçeklerini seçerken Özlediğim umman Ve Her an hissettiğim yalnızlık Olur duman! Asla tırmanamayacağım Everest Tepesinin karlarını Döker Asuman… Yürüdüğüm yerler yitirmiş serabı Başağından ayrılmış kurumuş sapı Olmuş saman! Ren geyiklerini seyrediyorum Uzaktan… Dokunmayın der gibi Yer Diliyor aman! Doğa marifetini sergiler bedava Burada… Su safi Bir yudum içsem Doyurmaya kâfi! Yeşilin altmış üç tonu Sergiliyor sanki Âlemlere rahmet peygamberi! Her tonu İşaret ediyor ilahi yönü Akıyor Kevser nehri Beklerken mahşeri… Yok savaş Yemek uğruna aş… Benden başka İnsan da yok burada! Sevdiklerimi yitirip Dökmüyorum yaş… Dilim mühürlendi Eğilip doğrulmuyor artık baş! Uzandım boylu boyunca Geziniyor Her yanımda böcek, karınca… Belki bir çiçeğe olacağım kök Ya da olacağım başka yerde yanmaya Kok… Cesedim çürür Ruhuma olmuş bir ömür yük! Takmışım melek gibi kanat Geziniyorum Jüpiter, Mars! Bu ebedi oyunun sonunda yok mars Şah-mat Ve Alınacak ders… Dinmiş hıçkırıklarım Şahane hayat Saffet Kuramaz, 15.01.2024, Ankara |
Kanaviçe tadında o ilmek ilmek işlediğiniz şiiriniz harika tüm şiirleriniz gibi kutluyorum seni şairim kalemine yüreğine sağlık kal sağlıcakla selamlar saygılar sunuyorum efendim nice şiirlere