SÖZ OLA…Zamanın süzgecinden, süzülüp bize gelen Her sözün anlamı var, çok da derin biçimde Yerinde söylenince, dört kat çeliği delen Her sözün anlamında, ders mevcut ders içinde Akıl mantıktan uzak, dengiyle iş tutmayıp İt*le çuvala giren, sonuca katlanmalı Zorluğa azmederek, kulak üstü yatmayıp Yaşamı göze alan, cenge hazır olmalı Ayna türlü türlüdür, bakınca mesaj veren Yüzü görmek isteyen, sırlanmış cama bakar Önyargıdan uzakta, HAK’kın lütfuna eren Özü görmek isteyen, can içi can*a bakar FİKİR, İRFAN, VİCDANI, HÜR olmak özgürlüktür Özgürlük yüreklerde, hürriyet kozasıdır İdrak, izandan ari, yaşamak ağır yüktür Aptal başın günahı, ayağın cezasıdır Arayan ya MEVLA’ yı ya da belayı bulur Dolu başak eğiktir, bencillikten asude Taş yerinde ağırdır, sel gidince kum kalır Yel kayadan ne alır, eser, döner beyhude Denk duran sarsılmamış, tekmeyi de yememiş Laf ağzından çıkmadan, lafın esirin senin Boşboğaz cehenneme, düşmüş, odun yaş demiş Laf ağzından çıkınca, lafın efendin senin EN GERÇEK MÜRŞİT İLİM, cehalet bela başa Akıl baştan gidince, dilde endaze olmaz Rüzgâra karşı ıslık, çalmaya gayret boşa Rehberin karga ise, burnun pür-u pak kalmaz Gerçek güneşten parlak, yalan yatsıya kadar Yalan ile iş gören, din, imandan fukara İyi, kötü her şeyin, mutlak bir bedeli var Cihanda yalancının, her iki yüzü kara Doğrular menziline, mutlaka vardığında Ayna tutar yalanın, yüzünde cilasına Doğruluk düsturunda, inançla durduğunda Yanlış mutlaka duçar, olacak belasına Cahil her şeyi bilen, bir şeyden anlamayan Konuşurken yazarken, hezeyandan yanadır Kirli zırha bürünüp, kültürle donanmayan Cehalet kötülüğü, peydahlayan anadır Sonunu düşünmeden, saymadan üçü, beşi Yele karşı tüküren, tükürür öz yüzüne Düşkündür HAK yolundan, harama tutkun kişi Cennet vadetse dahi, düşme sakın izine Deryanın sevdasına, aşmak için yamacı Her tür engel önünde, azimde su olmalı Yolu sarpa saranın, huzursa tek amacı Ya yeni yol yapmalı ya yeni yol bulmalı Emanetinde olan, malı kutsal bilenin HAK’ ka imanı var ki, eline kir bulaşmaz Kötülüğe set çekip, merhamete gelenin Ruhuna zerre kuşku, diline şer bulaşmaz Çetenin yol kestiği, yerde devlet bulunmaz Adalet mülke temel, hakîm onun bekçisi Huzur olmayan yerde, yaşamdan zevk alınmaz Mutluluğa yol yapan, insanlık emekçisi Her kim ki hainlikte, bulunmuyorsa izi İnsan ve insanlığa, çarpar daim yüreği Savaş cinayet derken, şu güzel sözün özü YURTTA SULH, CİHANDA SULH insanlığın gereği Tatlı dil deliğinden, çıkarır ki yılanı Buna has denilmiştir “SÖZ OLA KESE SAVAŞI” Dünyadan yok etmeli, kavgadan zevk alanı Yani demem o dur ki “SÖZ OLA KESTİRE BAŞI” Bilim, fen aydınlıktır, karanlığı bitirir Mutluluğa tek yol bu, böyle gelir şeref, şan Hurafe, her ülkeyi, felakete götürür İnsana, insanlığa, uygarlıktır yakışan 12.01.2024 |