AKTAŞ’LI ALTI YİĞİT KARDEŞDüşman gelmiş Anadolu’ya girmiş, Bozok Yaylasından çıktı kardeşler, Cephede kurşundan doluya girmiş, Aktaş yuvasından uçtu kardeşler. Bektaşi terbiyeli Aktaş’lı ana, Altı yiğidini saldı düşmana, ‘Düşmanı kovmadan gelmeyin’ dedi, -Feda olsun altısı da vatana. Biri Sadık, adı gibi güvenli, Hepsi de aynı boyda, aynı tenli, ‘Allah kerim’ diyor Bektaş’lı ana, Hepsi güler yüzlü, hepsi yârenli. Süleyman’dır diğer kardeşin adı, Adı gibi güzelliğidir tadı, Aktaş’lı anaya çekmiş belli ki, Herkesin çok sevdiği oldu yâdı. Üçüncü kardeşin adı Satılmış, O da hemen kardeşlere katılmış, Anasından sağlam almış dersini, Düşmanın üstüne birden atılmış. Gelir gelmez kalsın demişler, Dursun, Bektaş’lı anaya güzel onursun, Sadık, Süleyman, Satılmış ağabey, Dursun’u da cennette arar bulursun. Savaş sonrasında gelmiştir Ali, Değişmemiş hiçbir zaman ahvali, Durmadan anlatmış olan biteni, Sanki dönüverirmiş gençlik hali. Kahramanı olmuş ananın Kerim, Aktaş’lı ana der: yiğit eserim, Ali ile Kerim gazi kaldılar, Dediler:-yurt için serden geçerim. Savaş bu ya, köprü de uçuruldu, Afyon’dan Yunan böyle göçürüldü, Bütün ülke rahatladı sonunda, Millete abı hayat içirildi. Göğüs göğse dahi süngüleştiler, Şehit, gazi olarak eşleştiler, Selâm olsun Aktaş’lı anaya da, Kardeşler, EŞREFÎ’ye düşleştiler. EKREM GÜRER (YOZGAT 2001) |