AKTAŞ’LI GAZİ HÜSEYİNYozgat vilayetinden, köyü Aktaş’lı, Henüz on altıda, kınalı başlı, Tıfıl delikanlı daha Hüseyin, Bahtı kara, kendi de kara kaşlı. Ocağım kör kalmasın der babası, Çocuk yaşta evlendirir anası, Sanki bir evcilik oynar Hüseyin, Daha kurumamış elin kınası. Bir yıl, bir ay değil sadece üç gün, Dört gün bile sürmez bu toyca düğün, Seferberlik emri gelir aniden, Şimşekler çakar sevenlerde bugün. Bir asker olmuştur Hüseyin damat, Yurdun her tarafı artık bir Yozgat, Ana, baba eşini de bırakır, Üç gün sonra gider düşmana inat. Bir kuş gibi Çanakkale’de olur, İzmir Çeşme’de de kendini bulur, Bir atlı süvari Gazi Hüseyin, Tam üç yıl aradan köyünde olur. Kendini bir müddet askerde sayar, Yatar kalkar top seslerini duyar, At üstünde hep Yunan’ı kovalar, Ne güzel Atamtürk verilmiş ayar. Yiğitlerin harman olduğu Aktaş, Aktaş’ta herkes sanki bir kardeş, Candan öte bu cennetten vatana, EŞREFÎ de Hüseyin’le bir yoldaş. Yozgat vilayetinden, köyü Aktaş’lı, Henüz on altıda, kınalı başlı, Tıfıl delikanlı daha Hüseyin, Bahtı kara, kendi de kara kaşlı. Ocağım kör kalmasın der babası, Çocuk yaşta evlendirir anası, Sanki bir evcilik oynar Hüseyin, Daha kurumamış elin kınası. Bir yıl, bir ay değil sadece üç gün, Dört gün bile sürmez bu toyca düğün, Seferberlik emri gelir aniden, Şimşekler çakar sevenlerde bugün. Bir asker olmuştur Hüseyin damat, Yurdun her tarafı artık bir Yozgat, Ana, baba eşini de bırakır, Üç gün sonra gider düşmana inat. Bir kuş gibi Çanakkale’de olur, İzmir Çeşme’de de kendini bulur, Bir atlı süvari Gazi Hüseyin, Tam üç yıl aradan köyünde olur. Kendini bir müddet askerde sayar, Yatar kalkar top seslerini duyar, At üstünde hep Yunan’ı kovalar, Ne güzel Atamtürk verilmiş ayar. Yiğitlerin harman olduğu Aktaş, Aktaş’ta herkes sanki bir kardeş, Candan öte bu cennetten vatana, EŞREFÎ de Hüseyin’le bir yoldaş. EKREM GÜRER (YOZGAT 2001) |