Platonik TavsiyeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Henüz on beşinde sevdiği kıza aynı sınıfta üç yıl okumasına rağmen sevdiğini söyleyemeyen için için yanan ve yıllardır içinde keşkelerle yaşayan baştan sona her satırı tamamen yaşanmışlık olan benim hikayem bu şiir.
Platonik aşkımı bir sır gibi taşıdım.
Gençliğin baharında zemheriyi yaşadım. Daha ayaklar henüz değmez İken yere, Kıymışta ailesi bendeki nazlı yare. Düğün kurmuş babası, birikmiş akrabası. Herkes eğlenmedeyken bana düşmüş yâr yası. Vardım indim düğüne, Yaslandım yanımdaki akasya kütüğüne... Dizlerimde derman yok meded akasyadaydı Tenhadan bakarken ben sevdiğim halaydaydı. Gelinlik pek yakışmış yaşı henüz on yedi. Daha ben sevecektim kader bana dur dedi. Yalnız geldim düğüne görmesinler halimi Uzaktan seviyorum kendimce Hilal’imi Sırdaşım akasyaya hıçkırığım bulaştı. Gönlümden geçen sözler çalgıcıya ulaştı. "Gelin olmuş gidiyorsun bana veda ediyorsun..." deyince orkestracı Gözlerimden döktü yaş gönlümdeki kiracı. Kiracı dedi isem alınma öyle hemen Sözleşme bitmeyecek bu beden çürümeden.. Döndüm geri yukarı dayanamadı yürek Akasya kütüğünden ayrıldım titreyerek Üç beş adım gidince vurdu yüzüme rüzgar Bu rüzgarda hep matem, matemli bir hâl var. Sanki ağlıyordu benle birlikte o gün Diyordu kulağıma nerden çıktı bu düğün Bilmiyordun ki beni tutmadın bile yas Senden bana yalnızca hastalık kaldı miras. ..Henüz on beşimdeydim geçerken bir haneden Başım birden çevrildi seni gördüm aniden Modaydı o aralar krem rengi boğazlı Tüylü müylü kazaklar. Mutfağın penceresinde beyaz bir keklik vardı Krem rengi kazağı boğazı da pek dardı. Görünce o kekliği akıl gitti, savruldum AVCI iken ben deniz bir kekliğe vuruldum. Yaralı AVCI benim özgür uçan keklik sen Bu gözler senin için ne yaşlar döktü bilsen Aynı sınıfta idik yan yana da oturduk Lakin görmedim seni pencerede vurulduk İçin için gözlerin bu benliği yakıyor Erirken AVCI kardeş zaman çabuk akıyor Hiç sızlar mı insanın tırnağı insan için Aşkın platoniği herhalde ki bu biçim Yüreğimde eziklik tırnağımda bir sızı Unutmadım yıllarca penceredeki kızı Düğünün de nasipmiş onu da gördü gözler Platonikti aşkım platonik bu sözler Sessizliğim başımın kara bir belasıydı Çarşıdaki o düğün ömrümün selasıydı Tat tuz bitti hayatta manalar boşa düştü. Gün o gündü artık yaşamak başa düştü. Başarısız bir hayat başlamıştı o günden Yürüyen bir cenaze kaldı çarşıdaki düğünden... Yıllar geçti aradan şimdi kırklarımdayım Dört evlada sahip ihtiyar bir babayım Tavsiyem o ki gençler söyleyin aşkınızı Platonik aşıklık yalnız yürekte sızı Sızı kalmasın dersen sen söyle de sözünü Diler ise dönmesin sana bir an yüzünü En azından bir daha acısını çekmezsin Ulaşamazsan yare zaten ekşiydi dersin İhtimalle yaşarsan geçmişte kalıyorsun "Keşke" sözcüğünü diline doluyorsun Sessizlik pişmanlıktır siz sessiz olmayınız Söyleyin sözünüzü geçmişte kalmayınız Dinler isen sözümü bu büyük bir nasihat Nasihi olmayana benden kalsın vasiyet... İbrahim AVCI 24/12/2023 |