ANAM
Karışılmaz yaradanın işine,
Bu dünyada kimse kalmıyor anam. Feryad ile figan etmek boşuna, Gidenler geriye gelmiyor anam. Kapıdan girince gülerdi yüzün Her girişte seni arıyor gözüm Ne güzel diyordun:"Hoşgeldin kuzum" Ana gibi bir yâr olmuyor anam. Bir eksiğin var mı? diye sorardın, Cebime gizlice harçlık koyardın İçimden geçeni kalpten duyardın Kimse var mı, yok mu bilmiyor anam. Gardaş, bacı, herkes kendi başına Koşturup duruyor dünya işine Derdimi anlattım mezar taşına Taşlar gözyaşımı silmiyor anam. Kaybolana kadar bakıp ardımdan El sallardın, duâ ederek camdan Adını silmedim telefonlardan, Aylar, yıllar geçti, çalmıyor anam. Çiçeklerin yokluğunu biliyor Boyun büküp, günden güne soluyor Gelen giden ara sıra suluyor, Uzayıp dal budak salmıyor anam. Hakkını helal et, diyemedim ben, Son nefesinde su veremedim ben, Seni üzdüm diye, bilip bilmeden; Yüreğim teselli bulmuyor anam. Arkamda babam var, yüce dağ gibi Hayalin yanında durur sağ gibi. Gam, efkârı büyür gider çığ gibi Birgün olsun yüzü gülmüyor anam. Ne zaman üzülüp boynumu büksem Ne zaman ağlayıp gözyaşı döksem Hep yanıbaşımda, yüreğimde sen Anneler ebedî ölmüyor annem... Anlatmakla bitmez dert çok sırada, Değişmedi herşey aynı burada, Sen rahat et, sen mutlu ol orada; Kalanın çilesi dolmuyor anam. Nûriye Akyol /20/10/2020 Görsel alıntıdır. |