DİLİN YOK MU HİÇ SENİN
Ahrazlığım çözüldü, zambak gibi açıldım
Bu kadar söze karşı, dilin yok mu hiç senin? Aşkından sürünerek, yerden yere saçıldım Toz toprak duman oldum, külün yok mu hiç senin? Büklüm -büklüm yol gibi, dolaşırsın kanımda Sen bigâne kalsan da, canım oldun canımda Her çiçeğe meyletmem, apayrısın yanımda Varsın dikenli olsun, gülün yok mu hiç senin? Seninle dolu -dolu, geçiyorken günlerim Ben kendimde boğulur, hep kendimi dinlerim İmdadına sığındım, kurtar diye inlerim Aşk ile tutunacak, dalın yok mu hiç senin? Ortada sebep yok ki, küsüp de darılacak Sabret bulanık sular, mutlaka durulacak Elbet bir gün mizanda, terazi kurulacak Tatlı dil güler yüzle, balın yok mu hiç senin? Gıdım gıdım solarken, ben kendimden geçmişim Gönül misafirime, kapıları açmışım Bakarsın bu gün yarın, bu âlemden göçmüşüm Çot musun çolak mısın, kolun yok mu hiç senin? Şeytan araya girse, korkmadan saldıralım Kaybedilen zamanı, beraber dolduralım Yeter artık insaf et, küslüğü kaldıralım Sağım kurbandır sana, solun yok mu hiç senin? Necati serzenişte, biraz olsun gül bana Gönlüm kalbura döndü, ne diyeyim ben sana Zordasın biliyorum, beni de anlasana Topraklara mı girdin, halin yok mu hiç senin. Necati OCAKCI 14.12.2023 ANTALYA |