SEN AĞLAMA EY KUDÜS!
SEN AĞLAMA EY KUDÜS!
Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! bahtsız bir çağdayım sen ağlama ey Kudüs! sanki dağdayım, aç, bîilaç.. cemaat darmadağın, müezzinler mükedder.. ben burada mahzûn, sense hareminde küs, ümmet-i Muhammed’in talihi işte ma’küs.. ezan mıdır, ağıt mı yoksa; Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! ezanların bile tutsak! kuşların ürkek, sana değil kendime, kendime ağlayarak kılsaydım El-Aksâ’da iki rek’at, tek. hüzün yakışmıyor sana ey Kudüs! bırak, bırak, ben hüzünleneyim yalnız senin yerine; tekbirlerle, feryadım… Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! kubbende yankılanan ağıt yüz karası bu çağın, minberinde hüzün var, mihrabında gözyaşı, sancağın mahzendedir, hilalinse rahnedâr.. derindir yaran Kudüs, Allah’u Ekber kadar, ağla, ağla gözlerim; başka bir ilaç mı var, göklerden taze haber; yeni bir mi’rac mı var! Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! sen ağlama ey Kudüs, koca tarih ağlasın! gelsin bir haram ayı, şeytanları bağlasın… inletsin âsumânı tekbirlerle ezanlar, yine çınar yaprakları uçuşsun avlularında.. zikre dursun dervişân kuytu tenhalarında hüzün değil senin hakkın, o heybeti yaşa ki enbiyâ seni görsün sadık rüyalarında; Allah’u Ekber! Allah’u Ekber! sen ağlama ey Kudüs! Murat Kahraman Murâdî 12.12.2023/İst. |