Ey Mihrimah'ımEy Mihrimah’ım gördün mü bak şahitlik ettiğin yeryüzü bir gözyaşı tarlası ne de çok sulandı bunca dem yerde ağlayanlara eşlik ediyor şimdi yağmurlar utanır sema göğe yükselen onca melekten Ey Mihrimah’ım gördün mü bak seyretmeye ar ettiğin yâr yüzü bir hüzün goncası ne de çok üzüldü bunca seneler keder eğirenlere eşlik ediyor şimdi tüm çizgiler utanır gülmez bunca ağlayan gördüğünden Ey Mihrimah’ım gördün mü bak sevmeye kıyamadığın kalbi lime lime et parçası ne de çok kıydılar düşünmeden firakın feryadına eşlik ediyor şimdi bütün hücreler utanır istemez vuslat utanır hasretlerden Ey Mihrimah’ım gündüzüme güneş geceme ay olanım lâldir halim sus pus ruh sanki tende mahpus bu hicran vaktinde çıldırmak üzere us bir medet gelmez mi hû diyarından Ey Mihrimah’ım bak dinmez bir lahza gülzârım kesildi takat yoktur dermanım söyle bir damla ab-ı hayatta mı sunmazsın yoksa okunmayı mı bekler ellerinde yazılmış kutlu fermanım Ey Mihrimah’ım bir kelâm bahşet sırlı lisanından n’olur sen konuş bir kere de ben ömür boyu susayım. |