MEZAR TEPELERİNilüfer havuzundan ıslak ıslak çıkınca akşam İki /üç camkırığı takmış göğsüne Kımıldar çekilen güneşle mezar tepeleri Selvi selvi kokar ne koklarsam Demirci son çekici vururken örsüne Usluca bırakır sevgilim çıkardığı küpeleri Bu sıralar, karanlığın ilk basamaklarında Biraz duralar önce, sonra çıkar çıkar Kanatları can-çekişen yorgun bir kelebek Dinlenir beyaz bir çiçeğin suskun yapraklarında Beklemeye koyulur yıldızları damlarda karartılar Çağırırım bir damla gözyaşını istemeyerek... Biten merâsim sonrası ( dönüş ) kadar tutuk Ezilmiş yürütmeye benzer / dalgınlık yolunda../ Derken saatlerin bir yerinde, çözünmez olur Eğrelti otlarıyla mezar tepeleri Son aydınlıkta koklanan manolya gibi dolunca Ten kokusu yastığıma sinmişcesine gülgünün Bir baş-dönmesidir alır beni Duyulması mıdır bu, yıldızlardaki gürültünün Bilemem... kapanır gözlerim bir başka dünya için Dilenci olmuş rüyâlara, altında uyku denen örtünün... Emin Barut |