DÜŞ ATI
DÜŞ ATI
Saçımızdaki karlar birazdan eriyecek Geçmişe ayna tutup görelim sevdiceğim Titreyen dizlerimiz bastonsuz yürüyecek Mazinin kapısından girelim sevdiceğim Az mı servis bekledik şu karşıki durakta Otuz yılı devirdik ömür denen sürekte Yaşlılık gülümseyip el sallarken dorukta Geçmiş yıllara selam duralım sevdiceğim Say ki şoför teybine kır beşlik bant yüklüyor Yüz üç nolu derslikte hatıralar bekliyor Mahçup bir delikanlı elinde gül saklıyor Acep kime getirmiş soralım sevdiceğim. Yere kadar eğilmiş salkım söğüt dalları Çamlardan görülmüyor yemekhane yolları Farzet ki geri gelmiş, giden gençlik yılları Yine pembe hayaller kuralım sevdiceğim Şu tahta sıralarda vizelere çalıştık Bazen yarım ekmeği kaç kişiyle bölüştük Kâh birlikte ağlayıp kâh birlikte gülüştük Anı çıkınımızı serelim sevdiceğim Gör ki neler anlatır çayımızın dumanı Bir rüzgâr gibi geçti tatlı gençlik zamanı Bilmem kaç cilde sığar sevdamızın romanı Düş atını maziye sürelim sevdiceğim Nurgül KAYNAR YÜCE/ K. MARAŞ |