Sığınsak şu Güneşin Gölgelenmiş Noktalarına.Ellerimizde bir bardak soğuk su, Anlatsak şöyle serin, serin, Deforme olmuş duygularımızdan kurtularak, Yalan yanlış hayallerimizi ekleyerek, Esebilen yöne yüzümüzü, Değişebilen yöne fikrimizi versek, Ne olur? Dünya mı yıkılır? Ki, avuçlarımızda dostluğun rengini hissetsek, Gelen geçene selam versek, dost, dost Akıp giden sulara nazlansak sevdalı, Ve rengine, Diline, Dinine Bakmadan bana, Dost olmayı denesek… Sular serin mi olur o zaman? Çalkalanıp dursun benliklerimiz o sularda, Soğuklanıp donsun. O hemzemin geçitlerde tehlike geçiren fikirlerimiz. Olağanmış gibi, Ben, sen, o Hep beraber, Söyleyelim, Şafaklarda annelerimizin ninnisini, Çıkaralım ceplerimizde kamaralarımızı, Ya da kamaralı cep telefonlarımızı, O anı, O anlarımızı, Sabit tutarak kameranın alıcısını, Ölümsüzleştirelim.. Ve yazalım her hangi bir numarayı, İletelim o bilmedik numaralara, Durumumuzu, Onları da özendirelim buna, Nasıl olacak. / olacaksa. Bir yerlerden başlamalıyız. Yoksa sonumuz, Yani senin, benim, onun Felaket, Ya buzullara, Ya da bombaların yıkımı sonrası, İlkelliğe. Teyyar DUMLU |