HER ÖLÜM VAKİTSİZDİR
Sustu Diyarbakır, sustu Mardin
İşçi ve emekçi tayfası İnşaat işçisi, amele ve işportacı Küçük esnaf, bakkal ve mendil satan çocuklar Yerel gazetede köşe yazıları sustu Herkes bir ağızdan, hep beraber sustu Dağ gibi bir adam Ansız ve cansız düştü Yüzü maviye dönük, gözünde iki damla yaş Fayda etmez ağıtlar, feryat figan nafile Geride bırakarak sevdiklerini Göçmen kuşlar gibi göçüp gitti Geride henüz doğmamış bir yetim bırakarak Nazlı bir gelin, bir aslan parçası oğlan Birde gerçekleşmeyen hayaller bıraktı ardında Ölümün soğuk nefesi, yerleşmişti alnına Titreyen dudakları bir şeyler sayıkladı önce Sonra usulca yumdu gözlerini Sustu şehirler, sustu köyler Kasaba, sokaklar ve caddeler sustu Anası kaldı geride, üstelik yatalaktı Gözleri ile dövünüyordu, çaresiz yaşlar içinde Son defa sarılamadan aslan oğluna Koca kainatı yırtarcasına, ardından baktı Sustu ağızlar diller, türküler sustu Ağaçlarda coşkuyla ötüşen serçeler sustu Bir takvim yaprağı gibi koparılmıştı Bir güvercin gibi vurulmuştu göğüs kafesinden Alnında tutuşarak yanan bir ömür Dudaklara bir mühür bırakıp gitti Ben sustum şiirlerim mısralarım sustu Ölümü bekleyen bir ömür yok biliyorum Her can sonunda toprak olacak Her gidenin acısı birbirinden farklı olacak Geride öksüz hatıralar kalır, birde koca bir boşluk Ve her ölüm her cana vakitsizdir BEŞİR ÇİTAK |
Allah'ın verdigi canı keşke bir tek Allah alsa.
Kaleme saygımla.