DE HELE GARDAŞ
Dağlara yaslandım gözüm buğulu
Güz vurdu gülümü rüzgar savurdu Dost dediğim meğer dinsiz gavurdu Sırtımda ihanetin izi var gardaş Deşme benim içim kahır dökülür Vurulmuş sinemden ciğer sökülür Gündüzümde güneş gece ay ölür Şu hayatın bana zülmü var gardaş Ağzımda biriken küfürler kusar Ar eder kulaklar türküler susar Kırılsın çalmasın şu lanet sazlar Her günümde ayrı acı var gardaş Gülüşler utanır kanlı ağzımdan Paslanmış kollarım düşer dalından Bıktım anlımdaki kara yazıdan Umuduma kurşun sıkan var gardaş De hele gardaş Nabzımda çırpınan bu tomurcuk Bu menekşe tohumu filiz verir mi Acıyla sulanırken topraklar Kendi katili olmuşken insan Gecenin şarap renginde sebepsiz intiharlar Ve ekmeğe damlayan çocuk gözyaşları Bozulurmu bir gün açlığın pusulası De hele gardaş Hangi günahın lanetidir takvimlere bulaşan Saçlarına ayazlar yağar bahar çiçeğinin Nehirler suskundur taşlara küsmüş yosun Kanatlarına ölüm değmiş ak güvercinin Ve gökyüzü yanlızdır suskundur De hele gardaş bu hayat niye böyle BEŞİR ÇİTAK |