Doksanlardan kalan noksan yanım
Ahşap pervazlı eski bir evin duvarına sıkıştı hayallerim
Çıkarmıyorum. Ulu bir çınara iliştirdim umutlarımı Koparamıyorum Titrek bir kavak gibiyim hem başı dik,hem de ürkek Sen ise sükuta gömülmüş düş kırıgısın Dost aradım eski günlerin ışıltısı ile yaşayan Doksanlardan kalan noksan yanlarımı tamamlayacak Tren yolu yokuşunda onu düşledim dün gece Taşların arasında aradım hatıralarımı Sonra bir tasavvuf dergâhına girdim Hani hep önünden geçtiğim İlk dersimi verdiler İlk nasihatımı aldım Ney sesi geldi uzaktan bekli de o eski günlerden kalan Bir genç gördüm elinde mızıka dans ederken Ve ben doksanlardan kalan noksan yanlarımı aradım. |