SONBAHAR MEKTUPLARI - 4 -Şiirin hikayesini görmek için tıklayın * Ne zaman dalıp gitsem resmine *
* Yazacak olsam iki satırcık * * Ağlıyorum * * Eylül yağmurları gibi * * Sağnaklar akıyor gözlerimden * Gidişin öğretti bana akşamın siyahlarını Gün batımının içime içime battığını Hasretin boyadı sarı bir hüzne mevsimleri Terketmişken parmaklarımdaki dumanları Sen gittin diye yeniden yaktım sigarayı Kuşlarla konuşmayı öğrendim sen gidince Unutamadım hainleri Gökyüzü yine karamsarlığa kuşanıyor bölük pörçük Yağmurlar sağnak sağnak penceremde Bir ben değilim oysa, bu kentin en mutsuz insanı Bir ben değilim yalnız karanlık odalarda tükenen Hüzünler dost olur gittin gideli benim gözlerime Bu zindan gecelerde yosun tutan yalnızlığımı Sokak lambaları paylaşsın artık Siyah kadife gözlerini göremiyorum aynalarda Şimdi senden çok uzaklardayım Doğmadığım bu kentte, bakma yaşadığıma Sensiz yaşıyorum sanma Eylül rüzgarları kokunu getiriyor, tam akşam vakitleri Esiyor penceremde odalarıma doğru İşte o zaman bir alev sarıyor tüm bedenimi Yandıkça yanıyorum... gözlerinden uzakta Sessizce ağlıyorum Bilsen ki içimdeki bu özlem fırtınası ; ne dağ başlarının O dondurucu kar rüzgarları Ne de mor leylakların o eski anısı, kokusu Hiç biri değil, hiç biri ! Tutuklu ellerinin üşümüşlüğü benimde içimdeki Senden gelen yüreğime lime lime burkan özlemlerin Kavurucu bir fırtınası Züleyha’nın Yusuf’u arayışı gibi Arıyorum feryatla Günay Koçak 19. / 9. / 2023 |