HOŞÇAKAL SEVGİLİM HOŞÇAKAL
matem yüzünü öne eğdi kadın
imkansız olduğunu biliyordu kavuşmamızın saatlerce bakıyordu gözlerime konuşmadan aktığını gördüm yağmur taneciği yaşların son bir cümleydi kurduğu dudağında titreye titreye affet beni diyordu aslında ruhu azap çekerdi hissediyorum onu ruhumda ve gitti bilinmeze ayak sesini duyuyordum uzaklaştıkça bu bir rüya olacaktı gözlerimi açtığımda bulacak uyanacaktım tekrar yanında birden çimdik attım eti’mi koparır’casına o yoktu göz bebeklerim dehşeti andırır’casına ve bir şiire döktüm satırları yüreğimi dağlar’casına her mısrası bıçak ucu gibi dokunurdu oyup kanatır’casına yüreğimi ağlıyorum musmutlu o saadetli günlere geçip giden umutlu o hayali geleceğe yalnız senle mutlu umutlu biriydim gönlümce anlıyorum verecekler seni o izlerini bulamayacağım yere ne kadar uzak olsan’da ayrı kalsan’da bilsen seni bu yürek attıkça haykıracak sana olan sevgisini hoşçakal sevgilim hoşçakal değişmem binlerce güzel için neyi ruhumu esir alan gözlerini benden ayıran beni senden şimdi ne halde’yiz ikimiz bilsen gönlümüz ateşten sanki kor hem seni yakar hem beni ikimizi birden göze’mi geldik kopup ayrıldık candan ayrı yollara düştük aynı daldan aynı daldan düştük nasıl dağıldık aramızda mesafe yüz yıllık zaman Hasan Cihan Şentürk |