GÜZ SANCISI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Düşlerimin yabancısı sefil mevsim ve her ne hikmetse her güz geldiğinde esefle söylendiğim bir merasim misali hüzün yüklü göğün tanrısı adeta kuşlar tanı konmamış bir minvalde evreni tavaf eden duygular çünkü ben hicretim çünkü hicvidir yazdıklarım yaşadığım ömrü kâh mürekkebe kâh gözyaşına bandığım…
Hüznün karesi, sevgili bayım…
Azade düşlerim kırık tekerinden Sızan yaşıma da yasıma da kefilim: Ve sevdiğim kadar dünyayı yalnızlık ceketini İlk günden beri sırtıma geçirdim Çekincelerimdir maruzat bellediğim Ve el yordamıyla yolumu bulduğum doğru Zaten başıma ne geldiyse uğruna doğruların Nasıl ki kale’ sağlam başım dik Nasıl ki kalemle hasbıhal ettiğim günlerin öcüsü Bir güz günü bir de üzgün yüzü sevgimin Mısralara b/ölündüğüm Kaderin ve kederin uzaktan gelen O tok sesi. Hasat mevsimi gelmedi henüz Kuşlar da vaktinden önce göç etti Öcümü alacağım geçen yıllardan Birden başladığım kadar saymaya Ardını getiremediğim Nasıl ki uydusuyum s/onsuzluğun Ve de karekökü o karanlık gecenin İnzivadayım, bayım yerli yersiz değil duygularım Gözüm saatte yüreğim tetikte Bakınız: bir şiir daha uydurdum Hayat denen çetelede sektiğim ne varsa Sarktığım pencerenin de pervazında Saklıyım Sadığım kaleme sağdığı kadar acılarımı Metanetin izinde Nasıl ki gizli öznem rüştünü ispatladı… Gel gör ki, bayım… G/izlen g/izlen nereye? Camdandır hem benim kalbim Ve can kırıkları ile dolu İlahi Sesinde duaların İmdadıma yetişen elbet yine ve sadece Tanrı Azadesi ufkun Azmettirense nasıl ki hüzün Ve sil baştan, bayım Silemediğim kadar gözyaşımı Sindiremediğim bunca acıyı Hazansa muktedir hüzne ve ölüme Hizaya gelmedi gitti insanlık cevabı saklı iken dünümde Haczettiğim sancılarımla Adaklar adadığım tüm varlığımla Bazense çekinmeden gemileri yaktığım Ve işte sığınacağım ilk ve son liman sizsiniz, bayım Firari bir gölgeden medet umduğum kadar Hayatın kayıp ritminde Beklemeye aldığım mutluluğun sürdüğüm İzinde… Bazense bozguna uğradığım Yalnızlığın da bam teline bastılar mı… Kavurucu sıcaklardan alıp da başımı Varış noktam mademki güz ve güz sancısı İlahi Aşkın ateşinde Hamt ettiğim kadar huzur Hazır ol da geçerken ömür Bilemedim kaderin nifak sokacağını Yine de başım gözüm üstüne Baş koyduğum rotam umudun formatı Ölümcül bir diyez ve iklimse eğer ki Sevginin taşrasında yaşayan o şehri Ve şiiri Gömemediğim kadar da var hani Kıyılırken içim Varlığınızla kıyama durduğum için için İçtimadaki güneşin sıcaklığı Eridiği kadar yüreğimdeki buz dağı Bu sadece bir şiir değil, hatırlatırım Mademki erdik nihayete Hidayetin çağrısında nakşeden güzün sesi ve izi O ki: yoktan var edene ulaştığım her şiirde Her yeni günde Savurduğum naralar değil asla Edindiğim bir zafiyet ve iltimasa Değerken mevsim yüreğime Ansızın da vardığım mıntıka… |