EY OĞUL!-2
Ben gidersem sana hatıra kalır
Sanma bu sözlerim dildedir oğul! Yazılmayan sözler uçar, yel alır Kuru yaprak gibi yeldedir oğul! Oğul! Kaderdeki gelirmiş başa Kadere sözümüz olmaz ki hâşâ! Sıla sıla diye sızlanma boşa Belki rızkın gurbet eldedir oğul! Doğmadan bitermiş oğlağın otu Rızık, kader sana kapalı kutu Dünya nimetleri birer avuntu Zannetme zenginlik maldadır oğul! Gelir seni bulur payına düşen Bazan üzülürsün bazan gönül şen Gülden ibaret mi sanırsın gülşen Gül dikenle aynı daldadır oğul! Şikayet eylemez kılıcın kını Parça parça kesilse de her yanı Dikenleri batsa aksa da kanı Bülbüllerin gözü güldedir oğul! Uyumsuzluk bulamazsın birinde Gördüğün ne varsa yerli yerinde Balık uçmaz, kuş yaşamaz derinde Kuş havada, balık göldedir oğul! Ömür yolu yokuş, bazan dölektir İnsan eler, dünya koca elektir Günahlardan hâlî olan melektir Sevap da günah da kuldadır oğul! Hatayı bilmemek hatadan beter Günah işleyip de övünme yeter Yanlış yaptığında nedâmet göster Hakiki tövbeler hâldedir oğul! Canı yok kanı yok nasıl yorulur Güç yetmez ki sanma karşı durulur Ne yulara gelir ne gem vurulur Zaman atı daim yoldadır oğul! Oğul! Bu sözlerim artık senindir Yetimi öksüzü kolla sevindir Şefkat kanadını üstüne indir Bela yağmuruna duldadır oğul! Akgül’ün öğüdü olmasın heder İki melek vardır hep seni güder Tüm ameli bir deftere kaydeder Biri sağda biri soldadır oğul! Kemal AKGÜL |