BENİ DE AL EYLÜLŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "EYLÜLDE AŞK"
Merhaba sevgili okurlarım, bugün sizlere eylülde aşkın nasıl başladığını anlatan bir öykü paylaşmak istiyorum. Bu öykü, gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmıştır. Umarım beğenirsiniz. Öykümüzün kahramanları, Ece ve Emre. İkisi de üniversite öğrencisi olan Ece ve Emre, aynı sınıfta okuyorlardı. Birbirlerini ilk gördükleri andan itibaren bir çekim hissetmişlerdi, ama hiç konuşma fırsatı bulamamışlardı. Ece, utangaç ve sessiz bir kızdı. Emre ise, yakışıklı ve popüler bir erkekti. Ece, Emre’ye uzaktan hayranlık duyuyor, ama onunla konuşmaya cesaret edemiyordu. Emre de, Ece’nin güzelliğine ve zarafetine hayran kalıyor, ama ona yaklaşmak için bir bahane arıyordu. Eylül ayının son günleriydi. Okulda yeni bir dönem başlamıştı. Ece ve Emre, aynı dersi seçmişlerdi. Dersin ilk günü, Ece erken gelip sınıfın en arka sırasına oturmuştu. Emre ise, geç kalmıştı. Sınıfa girdiğinde, tek boş yer Ece’nin yanındaydı. Emre, tereddüt etmeden o yere oturdu. Ece, kalbinin hızla attığını hissetti. Emre de, Ece’nin kokusunu duyunca heyecanlandı. Ders boyunca ikisi de birbirlerine bakmaya çalıştılar, ama göz göze gelmekten kaçındılar. Ders bitince, Emre cesaretini toplayıp Ece’ye seslendi. - Merhaba, ben Emre. - Merhaba, ben Ece. - Seni daha önce gördüm sanırım. - Evet, aynı sınıftayız. - Doğru ya. Nasıl gidiyor okul? - İyi gidiyor, teşekkürler. - Ben de iyi gidiyorum. - Sevindim. İkisi de ne diyeceklerini bilemediler. Aralarında uzun bir sessizlik oldu. Sonra Emre konuşmaya devam etti. - Bu dersi neden seçtin? - Aslında çok ilgimi çekiyor. - Ben de öyle. - Gerçekten mi? - Evet, gerçekten. - O zaman iyi anlaşacağız gibi görünüyor. - Umarım öyle olur. Emre, Ece’ye gülümsedi. Ece de karşılık verdi. İkisi de birbirlerinin gözlerine baktılar. Aralarında bir elektrik vardı. Emre, Ece’ye numarasını vermek istedi. - Bak, benim gitmem lazım şimdi. Ama seninle tekrar konuşmak isterim. - Ben de isterim. - O zaman numaranı alabilir miyim? - Tabii ki. Ece, numarasını yazdığı bir kağıdı Emre’ye uzattı. Emre de numarasını yazdığı bir kağıdı Ece’ye verdi. Sonra el sıkıştılar ve vedalaştılar. Emre çıkarken arkasına dönüp Ece’ye baktı. Ece de onu izledi. İkisi de gülümsediler. Bu başlangıcın devamının geleceğini biliyorlardı. Eylülde aşk böyle başladı.
.......
Eylül geldi, hüzünle doldu gönlüm, Yapraklar sarardı ağaçlarda ölüm. Rüzgar esintisi saçlarımda sevda, Eylülün melodisi kaybolur ruhumda. Güneş yavaşça düşer ufuklara, Akşamın rengiyle sarar her yeri. Eylülün sıcaklığı içimdeki bulutlara Hüzünle dolu, hep gözlerim yaşlı. Eylülün sonunda yaz biter derler, Ama içimde umut da hep yeşerir. Eylülün büyüsü, sonsuz bir masal, Kalbimde hep sen, ey Eylül, bu hayal. Eylülün serin rüzgarı saçlarımda, Yapraklar dökülür, doğada hüzün var. Sonbaharın gelişiyle değişen renkler, Her anı özel kılar, her anı yeniden. Eylül yağmurları toprağı sanki öpercesine, Toprak uyanır, canlanır doğanın kalbine. Ben de seninle bu mevsimde can bulurum, Eylülün büyüsü içinde gözlerinde kaybolurum. Geceleri yıldızlar parlar gökyüzünde, Aşkımız da parlar, bir yıldız gibi içimde. Eylülün her anı, bir başka güzel seninle, Bu aylık şiirimizde sonsuz bir sevgiyle. A. Nejat ALPEREN Şair, yazar, eğitimci |
Sararan yapraklardan mı yoksa havasından mı bilinmez insan da hep bir hüzün bırakır.
Gönlünüze sağlık
Hürmetle