Çalışıp didindiniz, neler biriktirdiniz?
Hadi hesap ediniz, ne kadar servetiniz?

Kaç kuşun kafesini, açıp azat ettiniz?
Akarsuyun sesini, kaç defa dinlediniz?

Kırık dökük kaç kalbi sevip, tamir ettiniz?
Kaç zalimin önünde, hak uğruna settiniz?

Suyun yonttuğu taşı, şaşıp, izlediniz mi?
Bir dostun ayıbını, örtüp, gizlediniz mi?

Kaç tane uçurtmayı, gökyüzüne saldınız?
Yıldızların dansına, kaç kez seyre daldınız?

Hiç beyaz bulutları, şeker zannettiniz mi?
Derin karanlıkları, aşk ile geçtiniz mi?

Kaç defa çocuklarla çocuk gibi oldunuz?
Kaç defa başkasının acısıyla doldunuz?

Bir garibin yüküne uzandı mı eliniz?
Alnınızın teriyle yandı mı gözleriniz?

Kaç defa bir hastaya tebessüm içirdiniz?
Kaç gönüle riyâsız, hiç çıkarsız girdiniz?

Kötüleri kaç defa duanıza aldınız?
İyilik ver diyerek, Mevla’ya yalvardınız?

Bir damla suya bile çok şükür dediniz mi?
Eğilip, bir çiçeğe şarkı söylediniz mi?

Bir ağacın dalından kaç kez meyve yediniz?
Göğsünüzde mırlayan, oldu mu hiç kediniz?

Kaç defa bir bebeğe masallar uydurdunuz?
Bu dünya hırsı niye, dediniz ve durdunuz?

Ölmesin bir karınca diye kaç kez sektiniz?
Ezdiğiniz toprağa, kaç kez tohum ektiniz?

Eğriyken bir hususta, sonra düzleştiniz mi?
Vicdan denen aynada, bir kez yüzleştiniz mi?

Nedir bu âlemdeki kıymetiniz, cirminiz?
Hesap ediniz şimdi, ne kadar servetiniz?

Erkan Yücel