Nina
Bilmem kaç gün kalmışken
yarımlığımın tamamlanmasına Elbette acıyacaktı kalbim yokluğunda Nina Törpü gibi yontarken karanlık İçimizdeki bir kaç zerre aydınlığı İçinden çürümüş tazecik bir filiz gibi Sıcacık öpüşmelerin arasında Apansız, Rüzgar ile kırılacaktım Nina Yıkık bir duvarın altında kalan karıncanın Yalnızlığa şüphesiz mahkumluğu gibi Elbet bende yaşayan bir ölü olacaktım birgün Nina Liğme liğme parçalarken etlerimi Geceler boyu kancalar Bir köşede usulca sensizliğe sarılıp Seninle bir bahar sabahı yeniden dirilmeyi Beklemeliyim Nina |