A Ş K I N
Uzaklarda olsan da benden
Bin yılı geçmişti özlemin Öyle özledim seni Bir mahkum nasıl özlerse özgürlüğü Yağmurun güneşi özlediği gibi Süslemek için gök kuşağı Gökyüzünü, bin bir renkle Leyla’nın Mecnununu Özlediği gibi Kum tanelerinin çöl yağmurlarını Özlemi gibi öyle bekledim Aşkın Ruhumu karanlık dehlizlere saldığı Akşamlarda bile Sesinin sedalarına sığındım Aşkın rengini aradım Ayrılığının karanlığında koşarken Kırgın bir dille kırılırken kalbim Kasırgalar savururken mektubun Ben tutulduğum rüzgarının Önüne kattığı Sonbaharım Sonra yüreğimin kapısını çalınca sesin Ellerime güller bırakıyordu özlemin Seni ne zaman düşünsem Sevincim yıldızlara ulaşıyor Nasıl kuşlar özgürlüğe kanat çırpıyorsa Kalbim pır pır kanatlanıyor Gözlerinin sokaklarına Bir kadeh şiir içiyorum sesinden Sesinle okuduğumuz romanın sayfasına Ve özlemin papatyasına Mavi kelebekler uçurdum Arşa çıkarken dilimdeki şarkın Hatıralarını karıştırırken albümlerin Gözlerini ararım bir bir Gözlerime bakıp duran Siyah - beyaz resimlerin Seni duymak için kulaklarımda Sesindeki şarkılarına dönerim yine Aşkın Bahar güneşinde gök kuşağı Yağmurun getirdiği bir müjde gibi Gözlerinin şarabını Doldururken kadehime Karanlıklar sıyrılıp şafağından Karanlığıma Ebabiller uçuruyor teselli diye Beni yarım bırakma Yoksa gözlerim, bakar ama göremez Yitip giderim bir kum tanesi gibi Bu çöl fırtınalarında Aşkın Kurtuluş sevincinde Sesimin tellerinde şarkıların En güzeli Ay, kaçıncı kez yenilgideyse de Yağmur sonrası Yedi renge büründü sofrası Rüyalar dizildi uykularına Şafaklar masmaviydi güne Günay Koçak 1../ 8. / 2023 |