KORKULU SEVDALAR
Tükenmişken umutlar
Darağacına çekilmişken goncalar; Gölgesizdi bulutlar, Yasaktı şehirler… Ve ağır sevdalara Yasaktı dağlar Nehrin dalgaları arasından, Kurak çöllerden, Uzak diyarlardan Yeşerebilir miydi sevdalar? Çorak topraklara Bir başına tohum saçmak, Kırk kilitle kilitlenmiş Kırk demir kapıyı açmak, Ateş saçan ejderhalara Meydan okumak; kimin işidir? Kim diyebilirdi ki; Korku ve sevda, aşk ve telaş, Hayat ve kavga, sabır ve savaş Bir asanın namlusunda buluşur. Ve kim diyebilirdi ki; Kibirli devlerle kavga, Uzaklardan görünen bir kıvılcımla tutuşur… Korkulu zamanlarda Zanlı sevdaları yaşamak, Dessas sihirbazların gölgelerinde, Sanık sandalyesine oturtulmuş Ve çapraz ateşlerle Sorguya çekilen sevdaları Göğsünde taşımak Ve haykırmak; Musa’nın işidir… Bir başına umut ekmek korkulu yüreklere, Bir başına savaşmak gulyabanilerle Devirmek karanlığı Bir kıyam ateşidir… Ve devirmek karanlığı Bir Musa’nın işidir… Ve yakmak meşaleleri, Bir Musa’nın işidir.. Ve devirmek karanlığı Bir asanın işidir… |