GÜNEŞ OLMANIN BEDELİDİR ÖDEDİĞİM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Müstakil bir renktir yaşamak adımı ihbar ettiğim sağanakta ıslanmak nurla rahmetle sözcükleri bilerken bükemediğim bileği öperken havsalamdan taşan surelerdir ve suretler mıntıkamda saklı devasa bir iman gücü ile d/işlediğim bileğimde dondurmaksa zamanı kaldığım yerden de devam etmek adına… Rugandır çizmeleri gün ışığının Güneş sunarken komplimanlarını Mahzun yüreğimle serildiğim bir iklim Bir nidaya nasıl ki esir düştüm gittiğinden beri Aşkın da hasılası Sözcüklerin katsayısı Tünediğim dalda Türettiğim hüzün denen sarkaçta… Hibe ettiğim bunca duyguyu Yüreğin mizacında saklıdır hem ruhu Kâh belirsizliğin Kâh saman altından su yürüten zalimin Kursağımda kalan son lokmayla Eşelediğim toprağı Künyemde saklı onca maruzatı Sunduğum kadar Rabbime… Melun mahzun göçen kuşlar gibi Göç mevsimi henüz gelmemişken Ve yol ihlali yapan sürücü Aslında ruhumu ezip geçen: Nifak sokanlar kimse Nidalarına esir düştüğüm göğün müdavimi Sırça köşküm yıkılmasın diye Saçmalara maruz kaldığım Saydam ruhumla tavaf ettiğim kadar kâinatı Bir hüzün bir huzur bir de özlem Kat çıktığım nice veryansın ve eştiğim eksen Manidar yolculuğum vuku bulmadan Çalmazken de çanlar Devasa bir çan eğrisinde sektiğim kadar İltimasla sevdiğimin bekası Elbet saklı yarınlarımda Tutulsa da nutkum Tutuşan ufkum Harcı âlem olsa ne ki hercaisi sözcüklerin? Endamlı bir yalnızlıkla mücadele ettiğimin Bakiyesi Sır dolu kâinat Serleri de serdiğim surlara Sürati kati değişmeyeceğimin de beyanıdır Yazdıklarıma ve dürüstlüğüme kefil Şu nazenin yürek ikliminde Seken kalemimle hemhal Olduğum kadar bilinmezle Akan çatısını da onaracağım mabedimin… Bir menşeidir ki yaşam Tasnif etmenin de ötesinde Sözcüklerimse ne batıl Ne de kurdeşen döken İnsan olmanın meziyeti Gel gör ki eziyet bellediğim Narin bir kuşa bürünüp Üşüdüğüm esintisi yalnızlığın Metruk hecelerden firarım İnfilak etti edecek yüreğim, mealim. Kutuplarda gezinen bir buzdağı Kardığım ne ki hayatı? Kandığım illa ki iblise ve zalime Kördüğüm olmanın son durağı Elbet son söz söylenmeden Mümkün mü yarım bırakmak Müdavimi olduğum bunca hüznün de bekası Şirret ve delişmen alıcı kuşların düşürdüğü batağında Varsın olsun çırpınayım Güneş olmanın bedelidir de ödediğim Elbet balçıkla sıvanmaz da ihlaslı yüreğim. Tek dayanağım Tek yakardığım Rabbin gücüne âşık Aşka ve dürüstlüğe sadık Bir bilinmez ki yaşamak Yâd edilesi dünden de uzak Yakın kalmak kıbleye en tepeye İhtişamlı bir gölge değil İtibarı saklı bir kul olmaksa iştigal Olduğum her gün her acı her suret Siması elbet tanıdıktır umudun Nasıl ki yükümü hafifleten Tanrı İzbelerde saklı olsa ne ki mutluluğun rotası? Direncim ve metanetimle sınandığıma vakıf Kurtuluşum elbet Allah katında saklı… |
adımı ihbar ettiğim
sağanakta ıslanmak
nurla rahmetle
sözcükleri bilerken
bükemediğim bileği öperken
havsalamdan taşan surelerdir
ve suretler mıntıkamda saklı
devasa bir iman gücü ile d/işlediğim
bileğimde dondurmaksa zamanı
kaldığım yerden de devam etmek adına...
yaşam adına duygu yoğunluğu içinde anlamlı vurgular yüklü harika bir gönül sesiydi dost kutlar esenlikler dilerim...