insan bu… günün en vasat saatinde keyifsizliğin son demlerinde yaşadığı yorgunluk ve yılgınlık patlamaları arasında bocalayarak kendine reva gördüğü bu eziyete katlanan tek varlık
girdiği girdabın kıskacında attığı çığlık seslerinin azametinden kalbi ve ruhu incindiği vakit tan yeriyle beraber ağarıp el açan varlık
dünya hayatının süslü perdelerinin ardındaki ezeli ve ebedi hakikatleri unutmayan insan maskeler ardına gizlenmiş hakiki varlığını görmek için anlamlı bir çaba gösterirken her susuşla birlikte deli soruların uğultusunu duyar beyninde soruların sisli sorgusunda can çekişir
sualler sıralanır ruhunun kıvrımlarında dünyada oyalandığının ne zaman farkına varır insan ömür dediği yaşanmışlıklar dizesinin hangi basamağında aklı ve kalbi gittiği yolun ahvalini haber verir
yaşamaksa mesele değişmeyen bir kutsalın değer taşlarıyla ilmek ilmek örmeli kendine verilen emanetleri safdil bir çocuğun kalbinin ta içini görebilmeli onun yaşadıklarına dair küçük hikayeler bilmeli
donuk bakışlarında mana arayıp hayra yorulası susuşlarını anlamaya çalışmalı örselenmiş hayatların ezici ağırlığı altında kalmadan o vakit yaralı ruhlara dokunan şefkatli eliyle insan, insanın merhemi olmalı
insan ki hem yaşamın içinde hem de ona dışarıdan bakabilecek kadar güçlü insan ki hayat ve ölüm arasında bir hikaye anlatmamış mıydı hikayelerdeki gidenlere üzülen ölümle hayat çizgisinde yeni senaryolar üreten de insan değil miydi
oysa hayat ilk kutlu kişiden bu yana bir yolculuk değil miydi yolculuğu inşa eden yolun ve yolcunun kendisiydi belki bir yolcu yolun kendisiyle değil yolda buldukları bulmayı umduklarıyla yetinmeliydi
her gün hazırladığı listelere yenilerini ekleyerek tuttuğu güncelere dair bir lokma bir hırka hesabıyla yolun nelere gebe olduğunu bilmeden ilerlemeliydi
o insan da biliyordu ki bir çocuğun gözlerinde büyürdü hayat ve bir ihtiyarın sözlerinde küçülürdü zaman öyle ki yollara vurduğu yükleriyle gözlerine koca bir ömür dolardı gözlerinden nice insanlar akardı sel olur coşardı
bu yolların künhünde sadece sabır düşerdi hissesine yolunu gözlerdi sözleri o sözler sinesinden gelir geçer, gün gibi batardı işte şimdi geri dönüşü olmayan yollarda son demini yaşayan bir alemdi
ve insan bildi ki yaşam dediği şey havada asılı bir tüy misali yavaş yavaş akıp bir yerlerde kaybolur nekahet döneminin ardından insanlar ağaçlar, kuşlar, sular cümlesi uyanır göğe açılan kurumuş kolların ince kenarlarından tomurcuklar patlar
böyle başlardı böyle tükenirdi hayatlar tüm yüklerden azat olmanın son deminde tendeki emanet havalanıp kuş misali uçmaya yüz tutunca insanın gözlerinden hayatı bir şerit gibi geçip giderdi
mahmur bahara göklerden gelen emir iletilince bir deli küheylan gibi yerinden sıçrardı dallarından baharlar iner saçılırdı inciler gibi böyleydi bir hayatı karşılamak döngüsüyle umuduyla duasıyla
bir alem bir insan… son baharını yaşayan yaprakların melali ile her şeyin nihayet bulduğunu sandığı vakit berzahta gibi beklerdi vakit dolar kış biterdi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hayat denilen şey şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hayat denilen şey şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ve insan bildi ki yaşam dediği şey havada asılı bir tüy misali yavaş yavaş akıp bir yerlerde kaybolur nekahet döneminin ardından insanlar ağaçlar, kuşlar, sular cümlesi uyanır göğe açılan kurumuş kolların ince kenarlarından tomurcuklar patlar
Yaşam yolculuğunun aşamalarına vurgulu değerli eseriniz, okurun ruhuna olgunluk aşısı uygular gibi paylaşılmakta.
havada asılı bir tüy misali
yavaş yavaş akıp bir yerlerde kaybolur
nekahet döneminin ardından insanlar
ağaçlar, kuşlar, sular cümlesi uyanır
göğe açılan kurumuş kolların ince kenarlarından
tomurcuklar patlar
Yaşam yolculuğunun aşamalarına vurgulu değerli eseriniz, okurun ruhuna olgunluk aşısı uygular gibi paylaşılmakta.
Kutlarım.
Saygılarımla.