DOĞUM GÜNÜM VE ANNEM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 1 Haziran, doğduğum günün gecesi… Doğum günü pastamı yemek için günü beklerken annemle birlikte, annemi baygın halde bulup ambulans çağırdığım. Bana verdiği sözü tutmadı ben yine de onun iyileşeceğini umut ediyorum uzak ve zor bir ihtimal olsa da. Dualarım onunla sizlerden de dua beklerim. İyi ki doğdum mu? Annem yanımda olmadıktan sonra ne önemi var ki? Rabbim sen büyüksün. Düş kıyımları… Modern ç/ağın mimarisi yoksunluk yâd edilesi Dünde saklı mutluluğun mutlak ve de muğlak galibi… Hüzün ertesi düştüğüm yola Baş veren yeni günde saklı sonsuz dua Muadiliyim çeperinde sevginin Aşkı sevgiyi ilmek ilmek d/okuyan ve öğreten kadın elbette annem. Hızına yetişemediğim hüzün bulutlarının nikâhı kıyıldı Yüreğimde en derinde Kıyama durduğum her ezan vakti Halis munis bir kul olsam bile ne ki ne? Yalnızlığın ikbali ve ihbarı Ve yaza merhaba dediğimiz Haziran güncesi Hani, ilk günü ayın Beni zorluklarla doğuran kadın Biteviye örselensem de hayat denen minvalde Konuşlu olduğum tek varlığım her zerrem… Yüreği de ruhu da bedeni de yıkadığım Gülüp geçen insanların nezdinde Deli gibi yuttum belledim acıları Rotam mı? Bir de rütbem… Yüreği geniş mevsimden seken Ne kör kurşunum Ne de kör noktası İlahi Sevginin Azat edilesi bir kuş gibi Ne olur örtün üstümü: Ben duramam ki yaşayamam da annem olmadan Gel gör ki: emir büyük yerden Acının doruğu Hüznümle dibe vurduğumun nüktesi Yaşıma da yasıma da itirazı olsun varsın insanların Hızır nasıl ki yetişecek bir ezan vakti… İmgelerim kaçkın bu gün Bense hiç olmadığım kadar şaşkın Neşri mi dünün ya da nesri verilen hükmün: Haziranın ilk günü gecesi hüzne biat asılı kaldığım Devasa kancası göğün bir rutinmiş meğer zalimin öğürdüğü Kanlı düğün: Mecazı mizacı yitik Tefsiri bitik bir varlık Asası mı hayatın? Asi sevgimden mi dersimi aldım? Adağım ve de azadesi olduğum Azlık çokluk ne ki, O yanımda olmadıktan sonra. Suskun gün Sürgün gönlün ukdesi ve güftesi Hazır ol da yaşadığım ölüm öncesi Sınandığı kadar dirayetimin ilk nüktesi Sınavım büyük; sınavım altında kaldığım Göçük misali Hırpani rüzgârın endamında yiten kadın Azabın gazabında Acının duvağında Tekerin izinde Hayat denen bilinmezin gizinde… Savurduğum notalar ve heceler ne ki? Meylettiğim delici bir zemheri Hızmam da yok hazır da değilim göç mevsiminde Yeter ki kayıp gitmesin bir yıldız gibi Ellerimden… Amadesi olduğum zelzeleden… Ah, yüce Rabbim zerre kuşkum yok kudretinden… İzbelerde saklı sözcükler ve alfabe Kısrağın üstünde saklı bir hengâme Delice tutulduğum sevgi ve fırtına Zulme kedere meyledenlerden aldığım dersi Havale ettiğim kadar Rabbe Rengim de kaçık bu gün ruhum yaralı Ölümü irdeleyen alıcı kuşların yaladığı yüzüme vuran rüzgârı Alsın götürsün benden melekler Efkârın derdest ettiği Oysaki nasıl da mutlulukla beklemiştim yaz denen mevsimi. Yazgım da yatağım da yanık Yerle yeksan edilmiş sözcüklerin kapısı aralık Hali hazırda Araf’ta Haşmetli bir hüznün akıbeti Bir mim bir de mil çektiğim gözleri Yaralı yüreğin yamalı, dertli kalemin Azığıma da rızkıma da razı Sancı dolu sanrıların yüreğin de dinmezken nazı niyazı Gitme, be anne gitme benden Gideceksen de al götür beni Ufkumda yerleşik acıların bam teli Saklandığım kadar uzağında gözlerinden İnsan denen canlının da dinmişken merhameti. Meylettiğim ölümdür, annem Ama senin değil benim Olmalıydı göç vakti Öcümü illa ki alacağım hayat denen merhaleden uzak değil İki cihanda da aziz olmanın muradıdır Rabbin verdiği güç ve tek teselli Yeter ki tecelli etmesin erken gidiş vaktin Elbet sorgu sual olmaz lakin… Sen de ben de Rabbimize emanetin ıslah ettiği Kaderin, kederin ucu yanık mektubuna kondum işte Bir Cuma vakti Ne gelir ki benim gibi aciz bir kulun elinden… |
Babamı doğum günümde kaybetmenin acısını her yıl yaşarım dilerim sevgili annenize sıkıca sarılıp güzel günlerde beraber yaşarsınız sevgiyle selamlıyorum yüreğinizi Allah'a emanet olun 🌹🌹🌹🌹🌹