Fahişe bir geceden...
"Al yanaklarını utangaçlığının resmi sanırdım,
Sevişmelerimizin ardından silinmiş allıklarından Anlardım ki sen utanan o kız değildin..." Kıvrım kıvrım gecelere yatardık Kıvranırdın her dokunuşumda Kızılırmak canlanırdı gözümde Vadilerini görürdüm Anadolu’nun Toroslarına tırmanırdık... Sanki Ağrı Dağının Yüksek rakımında soluksuz kalırdık Doruklara tırmanırdık Gecenin karanlığında... Bir ormana düşerdi sesimiz Hırıltılarımızdan bir sırtlan doğardı İnlemelerimiz, Yavru ceylanın can pazarı yem oluşunu anlatırdı Birleşince bedenlerimiz Çölde kuyulara Sarkıtılmış bakraçlar gelirdi aklıma Bir bedevinin Yangını sönerdi, Biz terimizi dışarı attığımızda... Ah Ay... Sen geceye düştüğünde, Kıskanırdın Med/Cezirlerimizi Hiç bir okyanusu, Coşturamazdın bizim kadar... Dört mevsim sevişirdik bir gecede Ürkek üşüyüşlerimizin ayazından Sızan terlerimizden anlardık Haziranın gelişini Kokusu yayılınca teninin Bahar geldi bilirdim, Yüreğim düşerdi menekşe tarlalarına... Bir ülke kurtulur gibi olurdu -Sabah yaklaşınca- Güneş devrimci bir edayla, Bastırırdı militan sevişmelerimizi Ayrı düşerdi savaşçı bedenlerimiz Küstüm yastıklarda uyurduk Gün ışığı odamıza vurduğunda... |
Kutlarım