siz ey
bu topraklar için
gözünde yaş
yüreğinde aşk
ağlamak nedir
gözyaşı dökmek nedir
bilenler
selam olsun size

selam olsun davasına sadık kalana
selam olsun sevdasına mahcup olmayana
selam olsun ülküsünü
ne taç
ne mevki,
ne mal
ne mülk
hiçbir maddi değere satmayana

selam olsun inancını zamanlar ötesinden
bu güne taşıyana
o aşk
o sevda
o dava
o ülkü uğruna can feda edenlere

*
bugün hayatımı yeniden yaşasa idim
lise tahsilimi senin gibi
imam hatip okulunda yapar
çocuğumu şerefle, iftiharla o okula gönderirdim

günde beş vakit camilerimizden yükselen o nurlu
ilahi çağrılarla gönüllerimizi coşturanların
o eşsiz ezanlarla
ruhlarımızı huzura erdirenlerin
arkalarında saf bağlayıp namaz kıldığımız
okudukları kur’an-ı huşu ile dinlediğimiz
hocaların yetiştirdiği o kutlu ocakta
seninle beraber olmak isterdim

*
seninle beraber olmak
gecenin en karanlık vaktinin
şafağın en yakın vakti olduğu bilinciyle
acılara, kederlere, baskılara ve zulümlere sabretmektir
öz yurdunda garip,
öz vatanında parya muamelesi görse de
gayret ve tevekkülü bırakmamaktır

seninle beraber olmak
başındaki örtü için okul kapılarında onurla,
gururla ve şerefle beklemektir
tüm insanlardan kendini sorumlu hissetmektir
herkes banane, benim işim değil derken
ben yaparım diyerek ileri atılmaktır

seninle beraber olmak
mazlumun hakkını alıncaya
yeryüzündeki tüm zalimler yok oluncaya kadar
zalimin karşısında
mazlumunsa dimdik yanında durmaktır
kendine sığınana gönlünü
kapısını çalana kapısını ardına kadar açmaktır

seninle beraber olmak
çaresizlerin çaresi,
dertlilerin dert ortağı
ümitsizlerin sığınağı olmaktır

seninle beraber olmak
tüm kapılar kapanırken yüzüne ardı ardına
Allah var, gam yok deyip
mihrabı boş bırakmamak,
her zaman önder olmaktır

seninle beraber olmak
inandığı gibi yaşamak
mensubu olduğu dini ve camiayı
en iyi şekilde temsil etmektir
diz üstü yaşamaktansa
ayakta ölmeyi tercih etmektir
biri ecdada saldırdığında onu boğmaktır
boğamasa da hiç olmazsa yanından kovmaktır

seninle beraber olmak
din, vatan, bayrak için canını ortaya koymaktır
ölüme gülerek gidebilmektir
seninle beraber olmak asımın nesli olmaktır
yokluklar içinde bile olsa
müslüman şuuruyla zorluklara göğsünü siper etmektir
ben Allah’tan korkarım diyebilmektir

seninle beraber olmak
herkes zamana ve zemine göre hareket edip
çeşitli şekillere bürünse bile
eğilip bükülmemek
sırat-ı müstakimden şaşmamaktır
başkaları ne der diye değil
Allah ne der diye hareket etmektir
mert olmaktır
düşmanının bile saygı duyacağı kadar hem de

seninle beraber olmak
bir sevdanın adıdır
yürekte aşk taşımak karanlığa ışıktır
ulvi bir mefkure için
yeni bir dünya için
gece gündüz çalışmak
zulme karşı direnmektir

*
gittiğimiz mübarek yolda
hoş bir seda kalacak
emanet ehlisin sen
görevin ağır
omzunda ki yük büyük
gece gündüz çalıştın usanmadan bıkmadan
hep Hak yolda yürüdün
hiçbir şeyden korkmadan

ruhunda kopan fırtınalar
kalbinde coşan hisler
ummanlar kadar derindir
bizden uzak birisi değilsin
her şeyden evvel iftiharla söyleyeyim ki
seviyoruz biz seni

senin gibi...
istanbul’un eski semtlerinden birinde
sokakta top oynayarak büyümüş biriyim

senin gibi.
çocukluğum ve gençliğim,
ait olduğum sınıfın yüklerini omuzlayarak geçti

kızım başörtü taktığı için
yolda yürürken
aynı senin gibi
gururla taşıdığı türklüğü ve müslümanlığı sebebiyle
nicelerinden sokak ortasında
yok yere hakaretler işitti

senin gibi olmak için
bir çok sebep var
sen, bizim sınıfımızdan
bizim tam göbeğimizden birisin

*
ihsas-ı reyde bulunmak istedim
dedim ya aynı sadmelerin izi var benim de sinemde
her şey olmanın mubah
vatansever olmanın ise günah olduğu bir memlekette
yirmi yıldır senden başkasına oy vermedim

bu memlekette müslüman olamazsın
inançlı olamazsın
olabilirsin de bir yere kadar
askere gidersin, vatan borcu
şehit olursun, vatan sağ olsun
vatanla kanar,
vatan evladıyla ağlarsın
o kadar

asla
onlar seni vatandaştan saymazlar
kaale almazlar
en temel haklarına erişmene mani olmaktan çekinmezler
bu devletin kurucu unsuru oldukları safsatasına
kanmışlar bir kere

ve biz seni çıkarıp önümüze geçirdik
dedik ki
kavgamızı sen ver
mücadelemizi sen yap
nasıl yaparsan yap
yeter ki
öz varımız olan bu vatana çöreklenmiş haramiler
bize çok görülen vatan evlatlığı payemize kavuşalım

şimdiden bakınca o koca maziye
bir o kadar hicran dolu hikaye
olmadığı birisi gibi davranmadın
nasılsa o
bütün risklere, tehditlere, bilenmişliklere
göğüs gerdin
sabrettin

bizim var olma kavgamızı yürüt dedik
kah en bilmiş halimizi takınıp
tenkit ettik seni
kah hiçbir bedel ödemediğimiz ödüllerle
taltif edilmek sevdasına düştük

çevrendeki onca kalabalığın içinde
yapayalnız bir adam gibi
kavgamızı vermekten hiç geri durmadın
tüm dünya basını resmini manşetlere taşıyor
hakaret etmede birbiriyle yarışıyor

işte bende
kavgamızı verirken kan-ter içinde kalan sana
baktıkça derin bir mahcubiyet
derin bir pişmanlık hissi ile doluyorum
bizim öz kavgamıza
ben nasıl bir katkı sağladım acaba diye sorguluyorum nefsimi

sen var olduğun sürece
nereye gidersen git
peşinden gitmek boynumuza borç olsun
sayende adam sınıfına girenlerin bir kısmının
nazına niyazına bakmadan
yürü ki o mukaddes ufka doğru
millet yürüsün arkandan

siz ey
bu topraklar için
gözünde yaş,
yüreğinde aşk
ağlamak nedir
gözyaşı dökmek nedir
bilenler
selam olsun size

redfer