11
Yorum
27
Beğeni
4,9
Puan
960
Okunma
yitik vakitlerde
yüzüm gözüm çizik
dizlerim kan revan içinde
sana gelmeden önce aştığım nice dağın
tökezlediğim nice yamacın hatırına
deme…
dudaklarının kapısını açıp da
beni yalan eyleme
seher vakitleri
tüm kelebekler havalanmadan
mavi renkleriyle konmadan kır çiçeklerine
başlamadan kırkikindi yağmurları
kalp fırtınası kopmadan
fısıldanırken ta uzaklardan eski bir şarkı
her neyse
göz pınarına düşen
yanaktan süzülen
kana tere karışan
deme…
mecnun çölünde leylin hatırına
onca serap sarmışken ufku
bir yanı ateş, bir yanı rüzgar, bir yanı su
yusuf kuyusuna bıraktığın arzular uğruna
dipsiz rüyalara gizlediğin duygular aşkına
deme…
duyulan tek şey ilk bahar akşamı uğultusu
elimde papatya çiçekleri
sana doğru zaman
düşmüşüm yollarına kırmızı güller açmadan
benim de kör et gözlerimi
gündüzler bana haram
deme…
değil mi ki
ölü dillerin ,lal harflerin yurdu savaş ve ateş çemberi
şiirlere yazılı muammalı sözlerin bilgisi
tükenirken soyu
yok olurken kavmi
ağaçlar altında ateşler yakılmadan
öyle bir akşamüzeri ansızın
denizler kaynamadan
gemiler suya gölge salmadan
deme..
o güzel günler kalmamalı tozlanmış fotoğraflarda...
kırlarda yine el ele
çiçeklerle süsleyip dünyayı,
her şeyden evvel
ilk buluşulan ağacın altında
öylesine bir vuslat olmalı
tekrar aydınlanmalı dünya
ağlayan gözler aşkına
yarım kalmış hevesler
direnişler aşkına
deme
ey kutsal manam
ey çöl rayihası
şafak kızılı
seher yıldızı
ay yüzlüm
döneceğin gün aşkına
deme
kaç mevsimi geçmiş fecirlerden
kaç günbatımından sonra
şimdi son kelamını söyle
öyle bir söz ki la-mekan
sese ses
günaha azap
ateşe su
deme…
redfer
5.0
95% (18)
4.0
5% (1)