BEŞİKDÜZÜ GÜNLERI
BEŞİKDÜZÜ GÜNLERI
Yusuf Yılmaz Perşembe Besikdüzü’nun pazarı Sabahın Seher vaktinde Sergilerini itinayla yerleştirir köylü kadınları Yeşilden yeşile beyazdan beyaza Yok yoktur Besikdüzünde perşembe sabahları... Bayram yaklaşırken yabancılar sorar: Yobal’da Delikli Taş nerede? Denizi gösterir bir çocuğun bakışlari Çeker seni kendine Yoboluun altın ışıkları. Ondokuz mayıs bayramları Beşikdüzü’nde bi r başkadır. Dillere destandır Allı pullu nakışlı giysileriyle Ağasar kızları. Mayıs yedisinde İnekler süslenir denizde yıkanır Kiminin adı aşkar kimininki nazlı Kimisi sarı Bir dağ vardır yanibaşinda Beşik gibi sallanır Kurbağalı dereden hoş bir ses gelir Çınlatır kulakları. Güneşin batışınıa yakin Deniz yavaş yavaş kızarmaya başlar Insanı sahile çeker Hoş sohbetler bekler Kol kola gezen emeklileri. Eylül ayı gurbete göç vaktidir Garajın önü ana baba günüdür Fındık çuvalları, ekmek somunları Otobüse sığmaz turşu kapları. Bağırıp cağıranlar Aceleyle bir birine sarılanlar Hüzünle vedalaşanlar Açılıp örtülen otobüs kapıları. Daha dün Fikret Ağabeyi, Zeki Ağabeyi buradan uğurlamıstik İstanbul’a Şimdi biri Bayırköy tepesinde Biri vardallı mezarlığında yatmakta Gözümüzden hiç gitmez hatıraları. Telefonda bir ses: --Çay benden Anıt Parkta bekleniyorsun. Aynı kaderi paylaşan dostlar, Nasıl da birbirlerini yakalıyorlar Geceleyin doğan , sabah kaybolan Yıldızlar gibisin Besikdüzü günleri... |
*** BEŞİKDÜZÜ GÜNLERİ *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...