HÜSEYN HOCAMHasretin döş yardığı günlerdeydik hepimiz. Bir gülüşlük saadet görmedik Hüseyn Hocam. Hep bir ucu zalimin elindeydi ipimiz. Kör kuyudan ak güne ermedik Hüseyn Hocam . Ne vakit ışık gördük gölge yaptı bulutlar. Ne vakit yola çıksak ayak sürüdü atlar Ne umut etti isek kısır kaldı umutlar. Boylu boyuna sefa sürmedik Hüseyn Hocam. Yaşama sevincimiz olsa ömür kısaldı Bir avuçluk sevinci geldi birisi aldı Ölelim desek inat etti kabir daraldı Ne toprağı ne taşı yermedik Hüseyn Hocam Ah biz ne ilmeklere takılmalar görmüşüz Bir yüreğin içinde yakılmalar görmüşüz Devrilmeler, düşmeler, yıkılmalar görmüşüz Yaktılar, yıktılar da kırmadık Hüseyn Hocam Biz ki yokluğa doğmuş gariban çocuklarız Varlığın içindeki o yok olmuş yoklarız Ne bir rengimiz mevcut, ne karada aklarız Kendi baharımızdan dermedik Hüseyn Hocam. Kimi varki bir kalbe kurulmayı öğretir Kimi sevmeyi kimi darılmayı öğretir Yalnızlıksa kendine sarılmayı öğretir Vefasızlığa ödün vermedik Hüseyn Hocam Böyle yazılmış böyle gelmiş levhi kalemden Birse beş hisse aldık dertten, gamdan, elemden Aha geldik gideriz yalan dünya alemden Dünya üstüne dünya kurmadık Hüseyn Hocam -----------Cenneti de biliriz bağ ile bostanı da -----------Her açılan kapıdan girmedik Hüseyn Hocam Dursun Ali Sağlam Taşkent Özbekistan 26/05/2023 |