ÇOK MU BELLİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ertelenmiş bir düş olsam ne ki, engebeli arazilerde at başı koşan yürekten arda kalan sözcüklerin rüzgârı ile vurgun yediğim söyle, çok mu belli? İzafi bir yağmurdu ıslandığım Nöbette nöbet geçirdiğim gecelerin Çığlığında saklı bir duayım ben Ve de acıların duayeni içimde seken O kör kurşun misali Devinen sözcükler ne ki ne? Ekin zamanı henüz uğramadı şehre Buğrasında günün Kilitli yüreğimi varsın tefe koysunlar İrkildiğim her z/amansız ölümü teselli Bildiğim kadar yaşamın meali Varsa yoksa şiirler ve şiir yürekler. Sevecen bir rüzgâr misal peşine düştüğüm Şehrin semalarına yaydığım Örtünün gürültülü tanıklığında Yere dökülen her kırıntı rahmetin ibrazı Miskin gölgemle pazarlığa oturduğum Geceleri duası Yazdıklarım ne ki? Yazmadıklarımdan sorsunlar beni. Ya, yaşadığım aşkın ihalesi Mademki kaldı bu güne Cinnet akşamlarında hicrete Dokunan kalemin nezdinde Nabzını alsam bile ömrün Ölümsüzlüğü dilememiş miydim daha dün? Dünkü çocuğum Günde saklı asaletim Günde seğiren gözlerim Alacası yüreğin Alametifarikası sözcüklerin Bazense diken üstünde oturduğum Çok mu belli, söyle? Hem sesimin tınısında saklı o melodi gibi İçimde yeşeren ağacın açmamış çiçekleri Mealim ölüm olsaydı keşke Ve keşke yalnızlığın Kıraç topraklarında Suyu çekilen denizin, ırmakların bakir sığınağında Semiren bir hayalin vebali mi yoksa ödediğim? Yoksa, yoksa, âşık olduğum çok mu belli Yaza durduğum telaşla Sadık kaldığım ruhuma Hali hazırda masum ve hüzünlü bir ülkeyim ben İçimi delen şu çığlıklar yok mu? Kimselerin duymadığı yalnızlığın kokusunda Salınan nazlı çiçeğin yorgun dikenli bedenine Dokunduğum da mı çok belli? Hani, hani, uyuya kaldığım ömrün Sulak arazisinde yüreğin Seken nidaların Kayıp vidası gibi İçimi delen bu hüzün yok mu bu hüzün? Delişmen mevsimden arakladığım Yaşın yasın sağanağında Kanat açtığım İmkânsızlığın çorak topraklarında uyuya kaldığım Çok mu belli sahi? Ve de sevdiğim kadar çocuksu bir masumiyet ve aşkla Aşina olduğum olsa ne ki hüzün? Alıntı sözcüklerin diktiği şiirlerden değil hem yazdıklarım Yâd ettiğim kadar maziyi Yağmalanmış yürek coğrafyamda Acınası değil Okunası bir merakla Koştuğumu ve sevdiğimi de söyleme sakın birilerine Yok sayıldığım çok mu belli? Noksan yüreğimin nüktedan coşkusuna Eşlik eden şehrin köprüleri misali Diktiğim aştığım köprülerin ayağında Asma yaprağı gibi sarıldığım sonsuzluğun kollarında Dönenen umut gibi ışıyan yıldızın Vedası olsa ne ki yazdıklarım Varsın belli olsun acılarım Varsın yankılansın ruhum Yarılasam ne ki ömrü yârim varsın olsun özlem ve ölüm… |
Mademki kaldı bu güne
Cinnet akşamlarında hicrete
Dokunan kalemin nezdinde
Nabzını alsam bile ömrün
Ölümsüzlüğü dilememiş miydim daha dün?
Hayatın nabzı bazen azalıyor değil mi?Çok beğenerek okudum. Tebrikler arkadaşım.Sevgimlesin.