Seni GördümSeni gördüm kirli bulutların altında Küçük izlerimizle çiğnediğimiz sokakların alnında Yılların an taşları hayatıma dolmuş Sevdanın rengi bende donmuştu Geçmişin çocukluğundan çalarak kadın haline saldın Hasretin karanlığından çıkarak gözümü aldın Seni gördüm uzun suların akıntısından sonra Düşlerin penceresini elimizle aralardık Sevdamızın serçesini ufuklara salardık Gözün gözümde erirdi Sözün sözüme esirdi Ah..! Dişlerimde öğüttüğüm pişmanlık taştı Yüreğimin intizarı damarımı yırtarak aştı Sana dönseydim, sevgimize örseydim Yıldızları avuçluyarak kalbine koymuştum Dalgaları kucaklıyarak başına dökmüştüm Şafakların tebessümüne seni sormuştum Hülyalarımız arasına seni sarmıştım Sokakların seninle eskiyen kirlerinde Anılarını getirerek aklımın kalıbına bıraktın Seni gördüm ince dilin akrebinde Senden çocukluğumuzun şadında kopmuştum Gördüğümde ise; alnı kırışmış, gözleri yırtılmış Birde: şefkatle ellerini tuttuğun evlatların vardı Seni hayalimin tarağında eşim yapmıştım Derme çatma bir evimiz Yuvamızı şenlendiren çocuklarımız... Karanlığın hasretinden ansızın göründün Ve... bende akşamın karanlığında karardım Yitik şehrin kaldırımlarına vurdum Gözlerimi acının yağmuruna sürdüm Özkan Karaca |
Akıl vermek değilde bir fikir olarak ele alacağınızı umarak şunları söylemek isterim; Önce serbestmi yoksa kafiyelimi yazacağınıza karar verin. Eğer kafiyeli yazacak iseniz kıtaların eşit mısra sayılarında olmasına özen gösterin.
Bu tür şiir yazan şairlerden iki güzel örnek var sitede. Havana ve Dokak. Okumanızı öneririm.
Güzel duygularınız eksilmesin.