Deprem üzerine bir düşünce
Yaşım 78.
80’ne merdiven dayamışım unumu elemiş eleğimi asmışım alacağımı almış vereceğimi vermişim felekle nişanlıyım dendiği gibi söyleyeceklerimi yabana atmayınız Boş sanılan çuvalımın içinde neler varmış görelim Bakınız ne diyorum: milletçe çok depremler yaşadık çok acılar çektik Yaşım gereği iki türlü deprem yaşamış olanlardanım. a- ’Sosyal siyasal depremler’ darbeler siyasal cinayetler gibiler b- ’Doğa olayı depremler’ seller heyelanlar don dolu vb. ’Hangi depremin tahribatı daha ağır olmuştur ’ derseniz ’Sosyal ve siyasal depremlerin tahribatı daha ağır olmuştur’ derim. Şöyle ki: sosyal ve siyasal depremler, en başta, sosyal kültür gelenekler dostluklar yani toplumun güneşi karatılmış geleceği köreltilmiştir Bu cümleden olarak: a- Toplum, düşman kamplara bölünmüştür; herkes birbirinden arkadaşından kardeşinden söz yerindeyse, kendi gölgesinden korkar olur; sosyal siyasal her türlü insani bağ koparılmıştır; haklı haksız cezasını çekmiş olsa bile ömrü sonuna değin karşısına çıkar İş bulamaz oradan oraya kovulur, çoluk çocuğu cezalandırılmakta hukuk rafa kaldırılmış, hakkın yerini zulüm almış yaşam hakkı gasp edilmiş herkes birbirini öcü görür olmuştur Aslında onun öcülüğünden değil ’acaba takipte ’ mi siyasal korkusu yani kendi gölgesinden korkar olmasından... Devlet denen herkesin ahdıyla ittifakıyla oluşmuş tek vücut olan devasa gücün , korku hastalığına duçar, öz güvenini yitirmiş, zulmün kılıcı kesilir kurumlar günümüz dünyasında. Tüm bunları en acısıyla yaşamış ve yaşamakta olan toplumlardanız darbelerin yaraları birbirine karışarak devam etmekte olduğu yalan mı!!! Hangi yargı cinayet kurbanını geri getirebildik Buna karşın: b- Doğa olayı depremler: Allah beterinden saklasın da; insanların, kendi ağrısına acısına bakmadan tanıdığının tanımadığının yardımına koştuğu yardımcı olabilmesi için varını yoğunu esirgemediği kendiliğinden oluşan dayanışma seferberliği oluştuğunu görüyor ve yaşıyoruz.Bu haslette olan bu millete hayranlık duyulur takdir edilir. Ayrıştırma korkma korkutma hor görme değil birleşme bütünleşme: dün tanımadığıyla bugün tanış olma; aile dostu olma evini, çadırını açıp aşını ekmeğini paylaştığı insani duyguyu pekiştirmeye vesile olduğunu görmenin yaşlı duygumun huzurunu yaşanmasına bir kez daha vesile olmuştur ’doğa olayı deprem’ işte bir örnek ’ arkadaşlıktan aile dostluğuna ’ Avukat olan kızım ve damadım okul arkadaşları olan Hatay Deprem zedelerden bir Av.aileye Ankara’daki evlerinin kapısını açmış konuk edip acıyı paylaşmışlar. İftihar ettim. Neden bunu yazıyorum biliyor musunuz: Bunlar ya da onlar sosyal siyasal deprem mağduru olsalardı, bu aile dostluğu olur muydu! Olmazdı!, Neden çünkü herkes kendi gölgesinden korkardı değil mi! İşte makale denen korkulan suç sayılan düşünce yazımın mealini anlatabildiğimi sanıyorum. 12. 03. 2023 |
Acıların dilini konuşalım
işte Türkiyem işte acının künyesi
işte çaresiz insanlığın son sesi
Yürekli chp Hatay mv selam olsun
Bu nasıl bir vicdan
Bu nasıl bir izan
Bu nasıl bir insanlık
Bu nasıl merhamet
Bu nasıl müslümanlık
Bu nasıl cami cuma
Başlarını secdeye koymakla
övünmek
Vatandaş isyanda 5 gün oldu Devlet yoktu
Bölgede kayıplarımız çoktu
Herkes şaşkın oraya buraya koşuyordu
İmdat kimse yok mu çığlıkları
Arş-u alaya yükseliyordu
Bir anne çığlık içinde yavrumun ağlama sesi geliyor kurtarın beni diyor
Bir Acılı babanın ağzından titrek kısık sesiyle göz yaşları ile şunlar dökülüyordu
Soba yangınında
6 canım enkaz altında yandı
Bir damla su yoktu
Kurtaramadım
Devlet hastahanesi den ceset torbası istedim vermediler
6 canımın kül olan bedenlerini
Yem çuvallarına koydum
Ellerimle toprağa gömdüm
Çadırı bir gönüllü buldu getirdi
Yiyeceğimizi içeceğimizi halk karşıladı
Gönüllü halk yardımınıza koştu
Yaralarımızı Ankara İstanbul İzmir büyük şehir belediyeleri sardı
Dar günümüzde ne afad ne Kızılay vardı
Enkaz altında canlarımız can çekişiyor kazma yok kürek yok tırnaklarla enkaz altındaki canları kurtarmaya çalışıyoruz
Kepçe var operatör yok operatör var kepçe yok her ikisi var akaryakıt yok
Organizasyon Kordinasyon bozukluğu had safhada
Kefen yok küçük yavruları çöp poşetlerine sararak yıkılan binaların perdelerine Battaniye bezler sararak kimliksiz binlerce çocuk defnettik pijama larıyla
Gözyaşlarımızla yanan ciğerlerimizle karşılar olduk Acılı sabahları
Bir yandan enkaz altında bizleri kurtarın çığlıkları bir yandan soğuk yağan yağmur yalın ayak pijamalarla oraya buraya çaresizlik içinde çığlık sesleriyle koşuşturmalar Adete bir mahşer günü
Yaşanan çaresizlikler
Telefonlar çalışmıyor su yok elk yok toz duman altında hayalet şehirler
Ahhh 🇹🇷ülkem vaah 🇹🇷vatanım😭
Ali Cemal AĞIRMAN.😭