Ömrün Zemherisinde Söyleşmeİkinci baharın eşiğinde ve gürül gürül çağlayan ömrümün çeşmesinde, Rengârenk kanatlarıyla çırpınan gönül kuşu, hangi esenliğin peşinde? Alın yazısının çorak toprağında asırlardır süren bir arayış mı yaşamak denilen, Yoksa uçsuz bucaksız ve ıssız bir çölde çiçeklerle bezeli bir vaha mı beklenilen? Felekle aramızda bir meseledir şiirime konu olan bu sır kalmış gönül meselesi, Hangi kitapta yazmış ki bulunabilsin gönül ile zihnin asırlardır süren çekişmesi. Çaresizlik çiçeğinin dikenleri kanatırken ruhumun el değmemiş dehlizlerini, Umutla büyüttüm yüreğimin verimli toprağında ölü doğmuş sevda filizlerini. O filizler ki nazlıdır, yel değse küsüp meyillidirler solmaya; büyümek istemezler, O kadar emeği görmezden gelir de; dal budak verip bir türlü çiçek açıp yeşermezler. Bense umuda tutunurum tüm zemheri gün ve gecelerinde kısacık ömrümün, Beklerim gönül bahçesinin ebruli renklerle bezenmesini ve şenlenmesini gönlümün. Olmaz hâlbuki hiçbir beklediğim, umduğum ya da umut ettiğim bir kez olsun, İsterim günlerim ve gecelerim genç bir hevesle türlü türlü heyecanla dolsun. Ancak hayat bu; vermez her isteyene ve her zaman istediğini dilediğince, Baharı beklerken zemheriye çevirir yüreğini insanın, kar düşürür ince ince. Ne kadar çabalarsan çabala vuslat dedikleri baht işidir, çalışmayla olmaz, Yalnız tek bir yasa vardır ki kadim ve asırlık; kimsenin ahı kimse de kalmaz. İncittiği yerden incinir insan ister bilsin isterse bilmesi hiçbir farkı yoktur, Bu dertten muzdarip olup da semaya vaveyla edip hayıflanan pek çoktur. Düşünürüm ömrümün zemheri gün ve gecelerinde kimin ahıdır çektiğim, Bir helallik almaktır kışımı bahara çevirmek için hayattan bir tek dileğim. Söz geçiremem yine de gönlüme bir kez olsun, buz kesse de tüm duygular, Vazgeçemem alından morundan, cilvesinden nazından; aydınlansın tüm kuytular. |